27 Aralık 2024
  • Manisa10°C
  • İzmir11°C

NE OLACAK BU MEMLEKETİN HALİ

Halil Erdost

26 Şubat 2016 Cuma 11:47

NE OLACAK BU MEMLEKETİN HALİ

 

  “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesinden ayrıldık, “sıfır sorun” diye başladık, sorunumuz olmayan ülke kalmadı. Ne olacak bu memleketin hali?

 “One minute” diye kafa tuttuk “biz sizin, çocukları nasıl katlettiğinizi biliriz” diye yüzlerine söyledik, Mavi Marmara olayı sonrasında olmazsa olmazlarımızı dayattık, hemen hiçbir şey alamadık. Şimdi birbirimize ihtiyacımız var konumundayız. Ne olacak bu memleketin hali?

            Son Ankara katliamını yapanın kim olduğunu, birilerine bir şeyleri kanıtlama adına daha cenazeler (Allah hepsine rahmet eylesin, mekanları cennet olsun) kaldırılmadan hemen ilan ettik. Ama daha iki gün geçmeden katilin bir başkası olduğu DNA tespitiyle ispat edildi. Ne olacak bu memleketin hali?

            Bir maçı iyi idare edemediği için oyunculardan kırmızı kart gören hakemin hakemlikten istifa etmesi gerektiğini söyleyen siyasilerden hiçbiri, ülkede insanların ciğerlerini yakan, kanlı göz yaşları döktüren terörist eylemler, maden kazaları karşısında istiflerini hiç bozmadan beylik laflar etmeye devam ediyorlar. Ne olacak bu memleketin hali?

            Son altı yılın (2010-2015) Yüksek Öğretime Geçiş Sınavlarında  (YGS) 40 soruda Türkçe ortalaması 18.92 , Sosyal Bilimler ortalaması 11.38 , Matematik ortalaması 7.92 , Fen Bilimleri ortalaması 4.73 tür. Hal böyle olduğu halde daha birine alışmadan eğitim sistemlerinin, müfredatların, sınav uygulamalarının, bu kadar sık değiştirildiği dünyanın bir başka ülkesi yok. Ne olacak bu memleketin hali?

            Radyo – Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) televizyon kanallarında yayınlanmasına izin verdiği okul dizi ve filmlerinde sergilenen öğrenci ve öğretmen tipleri ortadayken, aile dizi ve filmlerindeki karakterlerin kişiliksizleri meydandayken öğrencilerimize, gençlerimize ne diyeceğiz? Ne olacak bu memleketin hali?

            Bir yandan yoğun biçimde bilgisayar kullanımını teşvik ederken, son teknoloji ile üretilen telefonların ülkemize en hızlı biçimde ithal edilmesinin mutluluğunu yaşıyoruz. Gençlerimizi bir Japon genciyle karşılaştırdığımız da bizim gençlerimiz Japon gencine göre 100 kat daha çok bilgisayar başında zaman geçirirken, 100 kat daha az kitap okuyor. Ve bir Japon gencine:

  • Dünya’da kimse tarafından icat edilmemiş bir şey için ne düşünürsün? diye sorulduğunda Japon genci:
  • Onu ben icat etmeliyim diye cevap verirken aynı soruya muhatap olan Türk genci:
  • Kimse tarafından icat edilmemişse ben nasıl icat edeyim diyor.

Ne olacak bu memleketin hali?

            Türkiye Cumhuriyeti Tarihi’nde en uzun süreli Milli Eğitim Bakanlığı yapmış olan (1938-1946) Hasan Ali Yücel “Okulsuz köy bırakmamayı, öğretmeni köyün ve köylünün hizmetine sunmayı” ilke edinip, bu yolda Dünya Eğitim tarihinin Türk modeli diye kabul ettiği Köy Enstitüleri imecesini (birlikte üretme hazzı, öğrendiği doğrultuda davranış değişikliği gösterme başarısı, bildiğini paylaşma böylece karanlıkları aydınlatma görevi üstlenme) gerçekleştirirken, günümüzde var olan köy okulları harabeye döndürüldü, öğretmen köye değil, köy çocuğu öğretmenin ayağına taşındı, taşınıyor. Ne olacak bu memleketin hali?

            Milyonlarca lira harcanarak yapılan beş yıldızlı otellerde Avrupa’nın emeklileri, günlüğü her şey dahil 15 – 20 Euroya tatil yaparken bizim emeklilerimiz geçinemediklerinden dolayı çalışmaya devam etmekteler. Ancak çalıştıklarından dolayı emekli maaşlarından kesinti yapılmakta. Ne olacak bu memleketin hali?

            Çalışabilir yaş grubu içinde gizli işsizlik hariç işsizlik oranı TÜİK verilerine göre %10 ‘un üzerindeyken ülkemize akın eden komşu devletlerin vatandaşlarına iş bulmak için çırpınıyoruz. Ne olacak bu memleketin hali?

            Yöneticilerimize baktıkça Ziya Paşa’nın ünlü beyitleri aklıma geliyor.

”Yıldız arayıp gökte nice turfa müneccim

  Gaflet ile görmez kuyuyu reh üzerinde”

(Bir çok acemi müneccim gökte yıldız ararken, aymazlıkla yolları üzerindeki kuyuyu görmezler.)

            “Onlar ki verir laf ile dünyaya nizamat

              Bin türlü tereyyüp bulunur hanelerinde.”

(Onlar ki dünyaya laf ile nizam verirler. Onların evlerine gidip bakın bin türlü ihmal ve düzensizlik görürsünüz)

            Ne olacak bu memleketin hali?