27 Aralık 2024
  • Manisa6°C
  • İzmir7°C

O AMBLEMİN HİKAYESİ

Tuncay Şen

28 Ağustos 2015 Cuma 14:56

O AMBLEMİN HİKAYESİ

   Dershanelerin zorunlu dönüşüm sürecinin sancılı geçmesi ,otuz yıldır kullanılmakta olan bir amblemin öyküsünü anlatma vaktinin geldiğini bana hatırlattı. Ama önce dilimize sessiz sedasız girip kendinle anlamdaş olanları öldüren hınzır sözcüklerden olup benim de duyduğumda kulağımı tırmalayan amblem yerine mili hassasiyet gereği belirtke denilmesini tavsiye etmeliyim. Dilimizde ‘gösterge’ ve ‘imlek’ gibi başka karşılıkları olsa da Türk Dili Derneği (TDD) belirtkeyi seçmiş. Ben de bu tercihe saygı duyacağım.

   Bu amblemin (belirtke) hikayesi Akhisar da ilk kez bir özel dershanenin açılması ile başlar. İsmi Özel Akhisar Merkez Dershanesi ‘dir ve kendini tanımlayacak amblem (belirtke) için yarışma düzenler. Ödülü de cezbedicidir. 

   Resim öğretmenimiz Saadet Atalı, dersinde  “bir amblem yarışması var, mutlaka katılın” telkinini aldığımda ben lise birinci sınıf öğrencisiydim. İlkokul ve orta okul da girip ödül aldığım yarışmalardan kulvar olarak farklı oluşu, araştırma yapma ihtiyacını doğurdu. Amblem (belirtke) hakkında çok bilgim yoktu. Danışacağım beni orta okulda coşturan , resim aşkıyla mayalayan Şener Öztop öğretmenim Akhisar dan gitmişti. Utangaçlık diz boyu, Saadet Atalı öğretmenime de gidemiyorum. O vakitler araştırma yapmak isteyenlerin tek uğrak yeriydi Zeynelzade Halk Kütüphanesi. İnternetinin olmadığı bir dönemi tasvir etmeye çalışıyorum. Bilgiye ulaşmak öyle kolay değildi.

    Araştırmalarımı yaparken Akhisar Lisesinde (bu okulun önce isminin değiştirildiği sonra da binasının ansızın yapılan baskınlar gibi alelacele nasılda yıkıldığını da anımsatayım) benden üst sınıflardaki rakiplerimin neler yaptığını gözlüyordum. Onlar sadece harflere yoğunlaşmışlardı. Bu dershanenin adında bulunan Ö,A,M ,D harflerine şekiller vererek belirtke (amblem) çeşitlerinden sadece birini tercih ettiklerini gösteriyorlardı. Oysa başka çeşitleri de vardı araştırmamda öğrendiğim. Zor olan o türü seçmeye karar verdim. Benim eserim jüri karşısında “ben birinci olacağım” iddiasını taşımalıydı.

  Özel Akhisar Merkez Dershanesinin kullandığı “ ilkokuldan üniversiteye” kurumsal sloganını eserime vermeyi amaç edindim. Günlerce eksiz çalışmalarım oldu. En sonun da bittiğinde ben bunun kesinlikle birinci geleceğine inanıyordum.  Gerisi duaya kalmıştı.

    Amblemler (belirtke) zaman içerisinde evrimleşir. Bu evrimleşme; dünya da ve Türkiye de yüzü herkese aşina olan amblemlerin (belirtke) bir çoğunun öyküsünde ki  ‘sadeleşme’ sürecidir. Benim eserim de Dershanenin ihtiyaçlarına göre bu sürece girdi ve kendileri şahittir ki hiçbir şekilde müdahale etmedim. Belki az sonra anlatacağım eserin ilk dönemdeki anlamları değişmiş olduğunun hüznünü , “bir amblem evrimleştiyse kullanıcısı tarafından gerçek anlamda sahiplenilmiştir” anlayışının sevinciyle karışan bir duyguyu ben hep taşıdım.

   Saadet Atalı öğretmenim günler sonra beni, Sefahiye Sağlam ve Fatma Avcı yı yanına çağırdı. Birlikte Dershanenin ilk yeri olan Misak-i Milli ilkokulunun kuzey batı köşesinde ki (şimdi bir çocuk giyim mağazasının olduğu)  adrese gittik. Ben tahmin ettiğim gibi birinci olmuştum. Maddi ödülün içinde olduğu zarfı Dershane müdürü Nihat Aksey den aldım. Maddi değeri o an için lise bir öğrencisi için hatırı sayılır miktardaydı. Ben o ödülle hemen terzi olan amcama en iyi kumaştan bir takım elbise diktirdim. Ve bütün sınıf arkadaşlarıma çikolata alıp dağıtarak sevincimi paylaştım.  Epey bir sürede babamdan harçlık almadan kalan parayı harcadım. Kitaplar, dergiler aldım. Yarışma da ardımda bıraktığım kişiler (Sefahiye Sağlam ve Fatma Avcı) sınıf olarak benden üst devrelerdeydi  ve yarışmalarda derece yapan kişilerdi. Onlarla ilk ve son kez bir yarışmada yer almıştık. Kendileri bugün olması gerektiği yerlere geldiler. Bu anlamda benim için aldığım birincilik önemsenmelidir. Aldığım ödüle ek olarak son sınıfta dershaneden ücretsiz yaralanma imkanı da sağladılar. Buna da çok da ihtiyacım olduğu döneme denk gelmişti.

  Bu yazıyı hazırlamadan önce özel Akhisar merkez Dershanesini ziyaret ettim. Müdürlerimiz Süleyman Evci ve Halil Erdost ile görüştüm. Yaptığımız hoş sohbette eserin anlamını yıllar sonra yorumladım. Ve bu amblem (belirtke) nin zorunlu ve sancılı dönüşüm sürecinde de kullanılmaya devam edileceği bilgisini aldığımda üzerimde ki sıkıntı geçmiş oldu.

     Gelelim eserin değerlendirilmesine. Küçük boyutlarda  da kullanılacağı için sadece siyah beyaz renkleri tercih ettim. Eserim özünde Dershanenin kullandığı “İlkokuldan Üniversiteye”  sloganını yansıtır. Bu söze anlam yükleyerek görselleştirir. Başarıyı elde etmek için çıkılması gereken zorlu basamaklar vardır. Bu basamaklardan ard arda çıkılarak ancak zirveye ulaşılır. Zirveye ulaşmayı başarmış farklı boylarda dört insan vardır. Birbirine dik olan dikey ve paralel unsurlar gözün bakıldığında sıkıcılığını aşması içindir. Bu zıtlıklara zıt olan yuvarlak hatlar de eserde olması gerektiği yerde yerini almıştır. Benim eserde zirveyi çevreleyen bir çember üzerinde yazılıdır dershanenin ismi. Kullandıkları sloganın zirveye çıkıştaki katkılarına dikkat çekiyordu. Başarıya ışık saçmak kolay değildir. 30 yıldır hala ayakta oluşları kurumun kendi içlerinde ki kurumsal başarıyı gösteriyor. Ve 30 yıl hala ayakta oluşları benim amblemin de aşina kılınmasını sağladı. Yoksa anılarda kalmış bir başarı öyküsünden öteye gitmeyecekti bu yazı. O amblemi yıllardır ayakta kalışı benim ruhumu hep gıdıklar, coşturur, onore eder. Bugüne kadar binlerce milyonlarca kez basılmıştır. Görmedim diyecek kimse yoktur. Akhisar’ın göze en aşina amblemleri arasında ki yerini yıllardır korur. O yüzden övünmek haktır bana. Lütfen hoş görün.

   Amblemin (belirtke) en küçük bireyinin kafasını dışarı alacak şekilde yere paralel bir çizgide kapatırsanız ne göreceksiniz. Şaşırdınız değil mi? Ustaca ambleme gizlenmiş bir Anıtkabir ! Onun “benim, yanılmadınız” diyecek şekilde basamakların yana açıldığını fark ettiniz değil mi? Anıtkabir in oluşu yorumlamaya farklılık katıyor değil mi? Asıl verilmek istenilen anlamı çoğaltan ve onla çakışmayan olmalı. Sol bakış açsıyla yapılmış zorlama yorumlara da saygı duydum. Çünkü kimi insanlar görmek istediği şekliyle bakarlar.  Bu kadar güzel bir esere imza atılmalıydı. Kim demiş amblemlere imza atılmaz diye. Ve o imza bana göre verilmek istenilen asıl mesajı bozmadan atılmalıydı. Anlamı da çoğaltabilmeliydi. O bireylerin hepside benim dercesine atıverdim imzamı. İlkokuldan üniversiteye kadar zirve mücadelesi verdiğimi ve başarı öykümü anlatacak tarzda. Amblem de ki (belitke) bu gizlilikler görenin beyinde farkında olmadan yerleşir ve  jüridekileri  muhakkak etkilemiştir kendini birinci seçtirirken. Üniversitede ben bunun “sublingual mesaj” olarak adlandırıldığını öğrendim.

  Özel Akhisar Merkez Dershanesinin yıllardır amblemime sahip çıkışına karşı müteşekkirim. Bana verdikleri yarışma ödüllerinden çok daha fazlasını vermiş oldular. Yıllardır ben o manevi ödülü hep yaşamaktayım. O kurum yaşadıkça da bu ödülü yaşamaya devam edeceğim.

  Aşağıda eserimin evrimleşme sürecini göstermesi amacıyla kurum tarafından değişik dönemlerde ki kullanılışını verdim. Benim yarışmaya girip kazanan eserim çember üzerinde dershane isminin yazılı olandır.

   Bu yazı da Amblem deyip yanına parantez içinde belirtke diye yazdım. Amacım bu iki aynı anlama gelen ama farklı dillerdeki sözcükleri yan yana sürekli sunup hafızalarda belirtke yi tercih edilmesi yönünde seçenek sunmaktı.

  Sağlıcakla kalınız

Dr.Tuncay Şen

drtuncaysen@gmail.com

1-012.jpg2-006.jpg3-003.jpg4-002.jpg5-002.jpg

Yorumlar