ÖZGECAN ASLAN KATİLLERİ ASILSIN
Bahadır Yenişehirlioğlu
14 Şubat 2015 Cumartesi 23:54
ÖZGECAN ASLAN KATİLLERİ ASILSIN
Ruhunda kara boşluklar olan ne çok insan var aramızda .
‘Kısas’, sözlükte aynıyla karşılık vermek demektir.
Herhangi bir hakkı dengiyle takas etmek, değiştirmek anlamına da gelmektedir. #OzgecanAslanKatilleriAsılsın
Kavram olarak bir suç işleyenin aynı cinsten bir ceza ile cezalandırılmasıdır.
İslâma göre insan öldürmek, intihar etmek, kana, mala ve ırza (iffete) tecavüz haramdır. Müslüman'ın canı, malı, ırzı ve şerefi koruma altındadır. Yine Müslüman'ın Müslüman'ın, hakaret etmesi, alay etmesi, ona karşı kibirlenmesi, ona eliyle ve diliyle zarar vermesi de helâl değildir.
Bir kimse diğerini öldürürse veya bedenine zarar verirse; İslâm bunun cezasının verilmesini öngörür. Hem insan haklarının korunması, hem toplumun huzurunun sağlanması, hem de kin ve nefret duygularının azalması için buna ihtiyaç vardır. Karşılığı verilmeyen suçlar, sahibini daha da azdırır.
Allah’ın insana verdiği en kutsal şeylerden biri de hayattır. Hayatı sona erdirmek hakkı da sadece onu veren Allah’a aittir. Hiç kimse haksız yere bir cana kıyamaz.
Bir suçun cezası da kendi cinsinden olmalıdır. Bu da adaletin gereğidir. #OzgecanAslan
Kara zamanlar,kanlı zamanlar vahşi zamanlar.Hayvandan daha aşağı insanlar.
Bir kimsenin hayatına saldıranın, bunu hayatıyla ödemesi, bir kimsenin bedenini zedelemesi, kendi vücudunda bunun karşılığı kadar zedelemeye uğraması gerekir. Bu insana ve onun haklarına bir saygıdır. Öldüreni affetmek, ölenin hakkına tecavüzdür.
Kur’an, öldürenin (katilin) bağışlanmasını tavsiye ediyor. Ancak bu af yetkisi yalnızca ölenin yakınlarına aittir. Onlar dilerlerse af ederler, dilerlerse diyet (kan bedeli) alırlar. Ama affetmezlerse, suçlunun cezası verilmelidir. Bu cezayı da ancak Müslümanlar'ın işlerini yürüten yetkililer yerine getirebilir.
Kara lavları yağıyor görmek için gökyüzüne bakmaya gerek yok insanların eylemlerine bakmak yeterli.
Maide Suresi beşinci âyetinde ise, cana can, kulağa kulak, göze göz, buruna burun, dişe diş karşılığı kısas olduğu bildirilmektedir.
Günümüzde kimileri kısas cezasını ağır bulurlar ve karşı çıkmaya çalışırlar. Kısas, dengiyle karşılık vermektir, yani adaleti yerine getirmedir. Üstelik katilin varislerine af etme veya diyet alma yetkisi de verilmiştir. Asıl haksızlık bu cezaların kaldırılması, ölenin yakınlarının haklarının kendilerine sorulmadan ellerinden alınmasıdır. Kim hangi yetkiyle öldürülenin varislerinin bu hakkını ellerinden alıyor? #OzgecanAslanCinayeti
Katile ceza vermemek, bir başkasının hakkına saldırıdır. Aynı zamanda ölenin varislerinin intikam duygularını kabartır. Nitekim bir çok yerde, katillere hak ettiği ceza verilmediği için ölünün yakınları ceza vermeye kalkıyorlar ve kan davaları sürüp gidiyor.
Öldüren katilin yaşama hakkı öleninkinden daha kutsal değildir.
Kısasta insanlar için hayat vardır. Hem ahlâk yönünden, hem sosyal barış yönünden, hem caydırıcılık yönünden, hem de merhamet yönünden en tutarlı yoldur. Allah, insanları bu konuda akıllı davranmaya çağırıyor.
İnsanoğlunun giderek vahşileşmesi ve sırtlanlardan daha zarar verici olduğunu görmek ne büyük acı.
Kötülüğün cezası yapılan kötülük kadardır. Ancak af edip barışma yolunu seçenlere Allah mükâfat verecektir. (42 Şura/40) İslâmda, bir yanağına vurana öbür yanağı da çevirmek yoktur. Ne zulmetmek vardır, ne de zulme uğrayınca sessiz kalmak.
Kur’an-ı Kerim, haklının hakkını ortaya koyduktan sonra, hakk sahibini af etmeye çağırır. Bu da tam bir dengedir.
Kısas cezasının uygulanması için bir takım şartlar aranır. Bir kısmı kısaca şöyle:
-Kısas, cinayeti (suçu) kim işlemişse ona uygulanır.
-Kısası ancak müslüman otorite sahipleri yerine getirir. Bir kişi veya bir topluluk bunu yapamaz.
-Bir cinayeti bir kaç kişi işlemişse, kısas hepsine uygulanır.
-Cinayetin işlendiği tam kesin olmazsa, yani şüphe halinde kısas uygulanmaz.
-Suçlulara bu ceza uygulanırken makamlarına göre ayrım yapılmaz. Halk ile devlet başkanı arasında fark yoktur.
-Suçun kasten yani bilerek işlenmesi gerekir. Hatalı öldürme ve yaralamalarda ayrı cezalar uygulanır.
-Öldürülenin varisleri veya yaralananın kendisi ‘diyet’ isterse veya affederse, kısas uygulanmaz.
-Kısas, kendi dengine göre uygulanır, aşırıya gidilmez.
İslâmın bütün hükümlerinde ve ölçülerinde insanlar için hayırlar ve faydalar vardır. Kimi cahiller bunu görmese de bu böyledir. Çünkü O, yerin ve göklerin sahibi Allah’ın dinidir.
Yaralanmalara ve organlara verilecek zararlara karşı, onların dengi bir ceza, yani bir diyet uygulanır. Göze göz, kulağa kulak demenin, anlamı, gözün aynen çıkartılması, kulağın aynen kesilmesi değil, onların bedellerinin günün şartlarına uygun olarak diyet şeklinde verilmesidir.
Merhamet ve şefkatin kainatın en koyu yerine doğru çekiliyor olması cehennemin ayak seslerini boğazımızda duymamıza sebep oluyor.
İnsanlar arasında adalet ancak Allah’ın koyduğu hükümlerin uygulamasıyla sağlanır. İnsan, toplum, hayvan ve çevre haklarının garantisi ilâhí hükümlerdir. Bu hükümlere yüz çevirenler hem gerçek adaletten, hem de herkese ait hakları gereği gibi yerine vermekten mahrum kalırlar. Adaletten mahrum kalmanın sonucu ise zulüm, baskı, ezilme, horlanma ve hakkını alamama gibi kötülüklerdir.
Giderek insanoğlunun merhametsizleştiği,ve canavarlaştığı bir dünyada Ceza Yasalarımızda yeni düzenlemelerin yapılması kaçınılmaz hale gelmiştir .
Madde ve nefsin şaha kalktığı zamanlarda savaşı kaybetmemek için sığınıyorum Allaha.
YASAL UYARI:Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Akhisar Haber Ajansı - AHA'ya aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazı sadece Akhisar Haber Ajansı tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2003 Akhisar Haber