SOMA DAVASININ 3. DURUŞMASI BAŞLADI

Soma Davasının 3. Duruşması Başladı
Akhisar Haber Ajansı-AHA

            Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden Soma maden kazasının ağır ceza davasının 3’üncü duruşması yoğun güvenlik önlemleri altında başladı. Geçen yıl 13 Mayıs’ta Soma Kömürleri A.Ş.’ye ait Soma Eynez Maden Ocağında 301 işçinin hayatını kaybetmesi nedeniyle açılan ceza davasının 3’üncü duruşması Akhisar Ağır Ceza mahkemesinde başladı.

            Mahkeme öncesi şehit madenci aileleri ve STK’lar ellerinde 301 madencinin isminin yazıldığı pankart ve sloganlar eşliğinde demiryolundan mahkeme salonuna kadar yürüdü. 8’i tutuklu 45 sanıklı davanın 3’üncü duruşma Akhisar Bülent Ciğeroğlu Kültür Salonunun mahkeme salonuna dönüştürüldüğü salonda sabah saat 09.00'da başladı.

 Bir madenci eşi Mahkeme salonunda baygınlık geçirdi. O anda salonda bulunan kişiler onun üzerine doğru toplandılar. Sağlık ekibi gelirken de hakim duruşmaya ara yarım saat verdi.     

            Mahkeme başkanı Hakimin ara vermesinden sonra Manisa CHP Milletvekili ve CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel, açıklamalarda bulundu. Özgür Özel;"Soma davası bu davada bir gün gelip burada siyasiler yargılanıp hesap vermeden de bitmez" dedi.

            Duruşma izlenimlerini anlatan Özgür Özel, sanıkların her birine ayrı avukat görevlendirildiğinin görüldüğünü, sırasıyla sanıklara hem Cumhuriyet Savcısının hem de savunma makamının, hem de ailelerinin avukatlarının soru sorma aşamasına geçildiğini söyledi.

             Özel, "İlk aşamada sanıklardan bir numaralı sanık Can Gürkan'a Cumhuriyet Savcısı birkaç soru sordu. Sorulardan bir tanesi de kullanılan gaz maskelerinin miadının geçmiş olmasıyla ilişkin soruydu. Buna verdikleri cevapta bunu doğru olmadığını, işte şirketin çok sayıda gaz maskesi aldığını söylediğinde salondan çok sayıda tepkiler yükseldi. Yükselen tepkilerin arttığı sırada bir madenci eşi baygınlık geçirdi, bir nevi kriz geçirdi. O anda salonda bulunan kişiler onun üzerine doğru toplandılar. Sağlık ekibi gelirken de hakim duruşmaya ara verdi" diye konuştu.

            Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Özel, planlamaya göre dava duruşmasının 8 gün sürmesinin beklendiğini söyleyen Özgür Özel;" Mahkemeye katılım ilk günler gibi değil, önemli bir husus, gerçek sorumluların yargılanmasını talep etmektir. Şu an burada TKİ'den herhangi bir yetkili yargılanmıyor. Şu anda Türkiye'de bu mesele ile ilgili sorumlu bürokratların yargılanmasına bakanlar izin vermiş değil. Ve işin en tepesindeki iki tane bakan, denetimlerin tam yapılmayan, yapılmasını sağlamayan çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile madendeki her türlü, bugün işte konu oldu içeride. Can Gürkan, kendisini savunmasında şunu söylüyor. 'Alev yürümez bant, mevzuatta bizden istenmemişti ki yapalım. Türkiye'de kim kullanıyordu da biz kullanalım' diyor. Oysa bu Bakanlık biliyorsunuz, alev yürümez bantı zorunlu yapmamakla bu facianın hızla bütün madene yayılmasına ve kesik bir duman kaplamasını sağlayan tedbirin alınmamasında bakanlığın kusurunu açıkça Can Gürkan söylüyor. Ama dikkatlerinize şunu sunarız, bu bakanlığın teklifi ile ve tüm bakanların imzasıyla geçen hafta ATEKS standardı yani AB'deki alev sızdırmazlık standardının Türkiye'de talep edilmesi 2020 yılına kadar ertelendi. Esas sıkıntı şu, biz Soma Komisyonu olarak şunu tespit etmiştik, madende bir yerde toplanmış olan ve yanıcı olan gaz, maden içine geldiğinde alev sızdırmaz malzeme eksikliğinden dolayı alev aldı.  Yani Soma Komisyonunun bu konudaki 3-4 teorisinden en kuvvetli, en kabul gören teori ve bilirkişi raporunda da alev sızdırmazlıkla ilgili zafiyetler ifade ediliyor varken facianın olduğu gün ATEKS aranıyordu ama Soma AŞ kullanmıyordu. Bugün artık ATEKS aranmıyor. O zaman biz burada elbette madenin üst düzey yöneticilerini, sahiplerini, sorumluları yargılayacağız ve hepsi sorumluluğu oranında ceza alacak tabi ki, ama esas beklenti gerçek sorumluların cezalandırılmasıdır. O da görülüyor ki, elbette TKİ yetkilileri, onun üzerindeki bürokrasi, ama esas buna olanak sağlayan siyasettir. Soma davası bu davada bir gün gelip burada siyasiler yargılanıp hesap vermeden de bitmez diyerek sözlerine son verdi. Mahkeme Başkanının duruşmaya saat 13.30 kadar ara verdi.

BİZ MÜFETTİŞLERİ 1 BUÇUK YILDIR YARGI ÖNÜNE KOYAMADIK

Arada Mahkeme salonu önünde eski Manisa Baro başkanı MHP Manisa Milletvekili Zeynel Balkız, açıklama yaptı. Balkız;" Bu davanın sağlıklı bir şekilde adil olarak yürütülmesinde ciddi anlamda endişelerimiz var. Az önceki duruşmada da söz edildiği gibi kamu görevlilerinin ve müfettişlerin sorgulanabilmesi en önemli faktörlerden bir tanesidir. Ancak biz müfettişleri 1 buçuk yıldır yargı önüne koyamadık. Bunun da sebebi her iki bakanlığın ve şu an da buna ilaveten de başbakanlığın araya girerek bu soruşturmaları engellemesidir. Hem enerji hem de çalışma bakanlığına bu konuda yazdığımız yazı cevapları var. Maalesef Danıştay çalışma bakanlığının soruşturma izni verilmemesi ile ilgili kararını iptal etmesine rağmen çalışma bakanlığı bu ön soruşturmayı yapmamış ve dosyayı hiç gerek olmadığı halde başbakanlık teftiş kuruluna havale etmiştir. Arkasında da enerji ve tabii kaynaklar bakanlığının kendi bürokratlarıyla ilgili soruşturma izninin verilmemesine ilişkin karar Danıştay tarafından hiç gerek yok usule aykırı olarak başbakanlık denetleme ve teftiş kuruluna havale ettirilmiştir. Burada soruşturma ve ön araştırma yapan müfettişlerin soruşturma yetkisi başbakanlık teftiş kuruluna verilmiş” diyerek kendisine yapılan resmi yazıda bakanlıkların kendi yetkileri içerisine girmesine rağmen dosyayı sadece davayı uzatmak için başbakanlık teftiş kuruluna gönderdiklerini ileri sürdü.

Dosyanın 20 Nisan tarihinde Başbakanlık Teftiş Kuruluna verilmesine rağmen bugün itibaren aradan geçen 4 aylık sürede bu müfettişlerle ilgili ön soruşturma dosyası hazırlanmadığını belirtti. “ Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Mehmet Ali Baysan telefonlarımıza bile çıkmamaktadır. Kendisiyle bir ay önce yaptığım görüşmede soruşturma izni verilmesi veya verilememesi ile ilgili ön inceleme raporunun bugün duruşması olan 18 Ağustos tarihine yetişeceğine söz vermesine rağmen bugünkü gelinen noktada bir haftadır kendisini danışmanlarım vasıtasıyla araştırıyorum telefonlara çıkmamakta ve biz kendisini arayacağız cevabını vermektedir. Buradan anlıyoruz ki bu davanın küllenmesini ve bu davadan bir sonuç çıkmamasına yönelik enerji ve çalışma bakanlığının engelleme faaliyetleri içerisine başbakanlıkta girmiştir. Bu hususun kamuoyu tarafından bilinmesi gerekir. Kamuoyu ve bizleri bu davanın sonuna kadar takipçisi olarak davayı bırakmayacağız” diye konuştu.

MHP Manisa Milletvekili Avukat Zeynel Balkız’ın müfettiş soruşturma raporu hakkındaki çarpıcı açıklamalarının ardından ise CHP Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer basına açıklamalarda bulundu.

ATEKS ZORUNLULUĞU 2019’A ÖTELENDİ

 Milletvekili Tur Yıldız Biçer, 3. Duruşması görülen soma davası ile ilgili açıklamalarda bulunarak alev almaz madde olan ATEKS kullanımı hakkında konuştu. Biçer, “Bugün Patron Can Gürkan savunmasında kendisine yöneltilen madenlerde ATEKS denilen yanmaz malzemenin kullanımı ile ilgili tedbirleriniz var mıydı?  Diye soruldu. Can Gürkan cevabında bu maddenin kullanımıyla ilgili herhangi öngörülmüş bir yasa maddesinin olmamasına ATEKS denilen alev almaz maddenin kullanıldığını dile getirdi. Ancak hepimiz biliyoruz ki 2006 yılından bu yana madenlerde bu maddenin kullanımı zorunludur. Soma faciasından sonra bunun denetlenmesi hızlandı. Bir sürü işletme bu konuda soruşturma geçirdi ve her ne hikmetse şu anda hiçbir meşruiyeti de kalmamış olan Bakanlar Kurulu 4 Ağustos’ta çok acilen bir karar alarak ATEKS denilen malzemenin kullanımı iş yerinin sorumluluğuna bırakılarak denetlemeler ve kullanım zorunlulukları 2019’a kadar ötelendi.

ELLERİ KURUSUN!

Bakanlar Kurulu’nun acil bir kararla ATEKS maddesi kullanım zorunluluğunu 2019’a kadar ötelemesine tepki gösteren Biçer, “Sayın Milletvekilimiz Özgür Özel bu konu ile ilgili vicdanları kurusun demişti. Ben bir adım daha atmak istiyorum. Aynı ebuleheb gibi elleri de kurusun diyorum. Çünkü görüldüğü gibi bugün görülen dava bu kararın gölgesinde yapılan bir davadır. Bütün maden şehitlerimizin anısına ve burada acı çeken şehit yakınına da yapılmış büyük bir saygısızlık ve haksızlıktır aynı zamanda. İçeride zaten şehit yakınları tarafından büyük bir tepkisel enerji vardı. Can Gürkan için ‘katil’ diye bağırıldı. Kendisi de ne yazık ki bu konudaki sorulara yeterli ve tutarlı cevaplar veremedi” diye konuştu.