23 Kasım 2024
  • Manisa18°C
  • İzmir19°C

SOMA'DAKİ MADEN FACİASI DAVASI 16'INCI OTURUM TAMAMLANDI

Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde 8'i tutuklu 46 sanığın yargılandığı davada, tutuksuz sanıkların çapraz sorgusuna devam edildi.

Soma'daki Maden Faciası Davası 16'ıncı Oturum Tamamlandı

25 Ağustos 2015 Salı 23:12

Bu haber toplam 2212 defa okunmuştur

Soma'daki Maden Faciası Davası 16'ıncı Oturum Tamamlandı
Haber Merkezi

Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde 8'i tutuklu 46 sanığın yargılandığı davada, tutuksuz sanıkların çapraz sorgusuna devam edildi.

- Tutuksuz sanıklardan havalandırma mühendisi Aydın: "Ocağın havalandırmasını her gün kontrol ederim. Değerleri de 10 günde bir deftere geçiririm. Olay günü hava yeterliydi. Herhangi bir yapısal sorun da yoktu" Soma'daki maden faciasına ilişkin Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada, 3'üncü duruşmanın 16'ıncı oturumu tamamlandı.

Öğle arasının ardından tutuksuz sanıkların çapraz sorgusuna devam edildi.

Havalandırma mühendisi Fuat Ünal Aydın, ocakta havalandırma tarama işleminin 7/24 devam ettiğini, hava dengesinin, basıncının birdenbire bozulmasının farklı sebepleri olabileceğini belirterek, "Bu bozulmanın araştırılıp bana bilgi verilmesi ve tamir edilmesi lazım. Havalandırmada sıkıntı yoktu demekle birbirimizi kandırmış oluruz" dedi.

Vardiyada fiili çalışan sayısının 250-300 olduğunu ve 2 bin metreküp hava verildiğini, panolardaki üretim ayaklarında ise yaklaşık 50 kişinin çalıştırıldığını anlatan Aydın, "Ölçüm yapan tek kişi benim. Olmadığım durumlarda emniyetçi işçiler ölçer. Hava ile alakalı her şeyi ölçüyoruz. Olay anında Olcay Erşin beni aradı, aşağıda sıkıntı olduğunu söyleyerek, 'gelmen lazım' dedi. Olay yerine indim ama ardından havanın ters döneceğini söylediler ve boşaltmamız istendi" diye konuştu.

Aydın, ocağın havalandırmasını her gün kontrol ettiğini, değerleri de 10 günde bir deftere geçirdiğini belirterek, "Olay günü hava yeterliydi. Herhangi bir yapısal sorun da yoktu" dedi.

Ocakta havanın 10 kilometrede döndüğünü ve ocağın 24 saat çalıştığını söyleyen Aydın, kazadan sonra sarf ettiği "Riskleri bilseydim inmezdim" sözlerinin hatırlatılması üzerine, "O zaman duygusallıktan demiştim. 5-10 dakika daha kalsaydım ölecektim çünkü" diye konuştu.

Aydın, acil durum sorumlularından biri olduğunu ve "acil durum eylem planı" metnindeki imzanın kendisine ait olduğunu söyledi.

-"Facianın yaşandığı gün bir anormallik yoktu" Maden mühendisi Serkan Kocaman, patlatma ve iş güvenliği görevlerini yürüttüğünü, risk değerlendirmeleri yaptığını söyledi. Ocakta patlayıcı sarfiyat defteri, vardiya sarfiyat defteri ve ateşçi defterlerinin tutulduğunu belirten Kocaman, ateşçi defterlerinin saklandığına dair bilgisinin olmadığını ifade etti. Bir kilo dinamit atımında 750-860 litre gazın, 45-50 PPM de monoksit gazının açığa çıktığını anlatan Kocaman, ateşçilerin uymak zorunda olduğu kuralların bulunduğunu, atış bölgesindeki tüm çalışanların dışarı çıkarıldığını ve atış bitene kadar kimsenin geçirilmediğini, ana galeride atış yapıldıysa nakliyenin de durdurulduğunu anlattı.

Kocaman, faicanın yaşandığı gün ocakta bir anormallikle karşılaşmadığını, görseydi bildirmiş olacağını dile getirdi.Mağdur avukatlarının, iki işi yürüttüğünü, oysa mevzuatta binden fazla çalışanı olan madenlerde bunun yasak olduğunu bilip bilmediğini sorması üzerine Kocaman "Evet" dedi.

Gaz izleme odası personeli Erdoğan Cinoğlu, ocağı boşaltma yetkisinin olmadığını, karbon monoksit seviyesi yükselmesi durumunda amirlerine bildirme görevinin bulunduğunu söyledi. Cinoğlu'nun sanık avukatlarının sorularına verdiği yanıtlar sonrası mağdur avukatlarından Denizer Şahin, "Sanık sorularla yönlendirildiği ve şirket çıkarlarını kollar tarzda cevap verdiği için soru sormuyoruz" dedi.

Metan 0,25 olduğunda enerjiyi kestiklerini söyleyen sanığa avukat Selçuk Kozağaçlı, "Sizden öncekiler 0,50 dedi. Kanun ise 2.00 diyor?" diye sorması üzerine, "Öyle hatırlıyorum, tam hatırlamıyorum" diye konuştu.

Cinoğlu, madende çalışmaya devam ettiğini söylemesi üzerine avukat Mürsel Önder, "Sanık kendi aleyhine ifade veriyor. Kapatılmış bir madende çalıştırılıp maaşı ödenmeye devam ediyor, üstelik şirket yönetimi ekonomik güçlük yaşadığını açıklamasına rağmen" dedi.

Elektrik sisteminden sorumlu mühendis Ümit Şahin de avukatların kendisine yönelttiği sorular üzerine, şunları kaydetti: "Elektrik projesi her yıl TKİ'ye verilmezdi ancak kazadan hemen sonra kurtarma çalışmaları sürdüğü sırada, projeyi, hem savcıya hem de bilirkişi heyetine verdim. Ocakta kullanılan kablolar, maden yasasına uygundu. Kablolar eski değildi ve taşıma kapasitesine de uygundu. Ayrıca ocak içerisinde biz kabloları tavana asarız. Anayol üzerinde 2-2,5 metre yüksekliğinde bantlarla arasında mesafe vardır. Bazı noktalarda yakınlık olabilir. Bilirkişi muhtemelen bu noktaları, raporunda anlatmış olabilir."

Şahin, yangının elektrik sisteminden çıktığına inanmadığını, kablolar üzerinde madenin yandığını, ama alevin sönmesiyle kabloların da yanmasının sona erdiğini belirterek, müfettişlerin ocağa geldiği zamanları da önceden bilmediğini söyledi.

- Sanık avukatına mükerrer soru uyarısı

Vardiya Amiri Harun Yılmaz'ın sorgusuna geçildiği sırada sanık Can Gürkan'ın avukatı Kadir Çekin'in mükerrer sorular sorması üzerine, Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı, soruların davayı uzatmaya yönelik mükerrer ve dosyaya katkısı olmayan sorular sorduğu gerekçesiyle Çekin'i uyardı. Daha dinlenecek mağdur işçi ve yakınlarının bulunduğunu hatırlatan Ballı, "Hep aynı, benzer soruları soruyorsunuz. Bir yere gelmek istiyorsunuz ancak uzatıyorsunuz. Lütfen direkt konuya girin ve sorun" dedi. Aileler de avukata "Video kaset izliyoruz, sürekli başa sarıyor, top çeviriyorsunuz" diyerek tepki gösterdi.

Vardiya Amiri Nazmicem Nesimoğulları, dinamit atımlarında bütün sistemin durdurulduğunu ancak bantların çalışmaya devam ettiğini, vardiya değişimleri esnasında ise mekanik arızayı gidermeye çalıştıklarını anlattı.

Nesimoğulları, avukatların sorusu üzerine insan nakil bandıyla kömür taşındığını görmediğini söyleyerek, kaza anında aşağıda sıkıntı olduğunun söylendiğini belirterek, "Panomu aradım, ocağı boşaltmak için panoma gittim ama ben gittiğimde zaten haber verilmişti" diye konuştu.

Maden mühendisi ve üretim amiri Hüseyin Alkan, daha önce gündeme gelen "daimi nezaretçiliği" konusunda "2008 yılında Park Teknik sırasında bana daimi nezaretçi olduğum söylendi ve noterden belge imzaladım. Sonra devir işletmecisinin oldu. Ben her maden mühendisinin aynı zamanda daimi nezaretçi olduğunu biliyordum buraya kadar. Maden Mühendisleri Odası ilanlarında maden mühendisi ve daimi nezaretçi arandığı bilgisi verilir" diye konuştu. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Ballı, "Bir de Yargıtay kararlarına bakmak lazım" dedi.

Alkan, iş güvenliğine ilişkin herhangi bir cihaz taşımadıklarını ancak işçilerin güvenli bir şekilde çalışmakla görevli olduklarını, vardiya değişimlerinin acil durumlar haricinde yolda karşılaşıp değişim yapıldığını söyledi. Alkan, taşeron işçi çalıştırılması sorularına ilişkin olarak da "Biz aşağıda taşeron derdik. Bizimle de bir kişi vardı taşeron, terk ettiğimiz ayaklarda söküm yapardı" ifadelerini kullandı.

Mahkeme Başkanı Ballı, tutuksuz sanıkların çapraz sorgularının yarın tamamlanması halinde perşembe günü mağdurların dinlenilmesine geçileceğini belirterek duruşmayı yarına erteledi.

Yorumlar