TÜRK ALAYI GENÇLİK MARŞI İLE KÛTÜL AMARE ŞEHRİNE GİRDİ
Engin Akyüz ile KonuşuYORUM programının bu haftaki konusu unutulan zaferimiz Kût'ül-Amare, konuğu da Araştırmacı Doktor Tuncay Şen idi.
24 Nisan 2016 Pazar 11:06
Türk Alayı Gençlik Marşı İle Kûtül Amare Şehrine Girdi
Haber Merkezi
Engin Akyüz ile KonuşuYORUM programının bu haftaki konusu unutulan zaferimiz Kût'ül-Amare, konuğu da Araştırmacı Doktor Tuncay Şen idi.
Manisa Medya TV’de her Cuma saat 20.00’de canlı olarak yayınlanan Engin Akyüz ile Konuşuyorum, gündemde olan konuları ekrana getirmeye devam ediyor.
Kût'ül-Amare zaferi ile çok ilgili olduğu bilinen ve bu zaferle ilgili yanında getirdiği kitaplardan program boyunca alıntılar yapan Tuncay Şen, tarihe ilgisi olmasına rağmen kendisinin bile üniversite yıllarında bu zaferi öğrendiğini, neden çok bilinmemesini merak ederek başladığı okuma serüveni ile bu günlere kadar çıkan kitapları takip ettiğini söyledi.
Şen; Kût'ül-Amare zaferinin 1.dünya savaşında Irak cephesinde 4.5 ay sürdüğünü, 29 Nisan da toplam 13300 İngiliz askerinin tüm komutanları ile birlikte Halil Paşa komutasındaki Osmanlı ordusuna kayıtsız şartsız teslim olduğunu belirtti. Bu zafer elde edildiğinde Avrupa dahil olmak üzere tüm dünya, tüm ulusal ve uluslararası kamoyunda sansasyonel etkiler olduğunu, yenilmez denilen İngiliz ordusunun yenilmekle kalmayıp teslim olmasına ilişkin haberlerin yaygın olarak çıktığını; teslim olan general Townshen' in Plevne gazisi Gazi Osman paşa gibi Osmanlı da esir değil misafir gibi ağırlandığını, esir kaldığı istanbul'da serbestçe yaşayabildiği ve 2 adet kitap yazdığını ve Mondros Ateşkes antlaşmasında Osmanlı tarafını tutarak arabuluculuk görevini üstlendiğini, sonra serbest kalarak ülkesine döndüğünü, İngiltere'de milletvekili olarak siyasete atıldıktan sonra da ölümüne kadar İngiltere'de Türk dostu olarak lobi oluşturduğunu ifade etti. General Townshen'in Sevr anlaşmasını tanımadığını, Kurtuluş savaşında Türklere destek verdiğini, İngiliz hükümetinin tüm yasaklamalarına karşın hayran kaldığı Türk Kurtuluş savaşı kahramanı Mustafa Kemal ile görüşmek için büyük taarruz öncesi o yasağa rağmen görüşüp gazetelere de Türkler lehine demeçler verdiğini örnekledi.
Yine programın ilerleyen bölümlerinde Manisa, Akhisar ve diğer ilçelerdeki şehit olanların şehitlik künyeleri lakapları ve yaşadıkları yerler belirtilerek izleyiciye sunuldu.
Kût'ül-Amare savaşında ilginç anıları da anlatan Tuncay Şen; onca kaynak için de en çok Cumhuriyet gazetesi yazarı İlhan Selçuk 'un yazdığı "Yüzbaşı Selahattin'in Romanı" isimli kitabından alıntılar yapması dikkat çekti.
Çanakkale savaşı ile özdeşleşmiş "Asteğmen Mehmet Muzaffer'in birliğinin kamyon lastiklerini temin edebilmek için yahudi tüccarına sahte para yaparak verip bu paranın ederi Çanakkale de şehit kanıyla ödenecektir" diye bilinen hikayesini hatırlatırken o kamyon lastikleri ile birliğin aslında görevlendirilmiş olduğu Irak cephesi ve Kût'ül-Amare'ye gittiklerini anlattı. Şen; Kût'ül-Amare savaşı sırasında boynundan vurulan Asreğmenin mektup zarfına kanıyla yazdıklarını okurken hem kendisi hem de moderatör Engin Akyüz duygulandığı gözden kaçmadı.
Yaşayan Şehidleri anlatırken; zafer kazanılması için komutan Halil Paşa nın 44. alaya şehit olma emrinin verildiği bölüm izleyenlere duygusal anlar yaşattı.
Kuşatmadakilere İngilizlerin gönderdiği son ümit olan ve 270 ton erzak yüklü Julnar isimli geminin Türk askerince ele geçirildiği ve elde edilen erzakın tüm orduya dağıtıldığını tüm subayların hayatlarında görmedikleri tatmadıkları gıdalarla karşılaştıkları vurgulandı.
Alman Mareşali Goltz paşa nın 72 yaşında savaş da şehit olmak için cepheye geldiğini şehit olamasa da tifüs hastalığından arzusu gereği cephede öldüğünü anlatan Tuncay Şen, Goltz Paşa'nın Abdülmahid tarafından eğitim amaçlı daha önceden çağrıldığını, Goltz'un Mustafa Kemal, Enver paşa ve Kût'ül-Amarede'ki komutan olan Halil Paşaların askeri okulda hocası olduğunu anlattı. Vasiyeti gereği Türk bayrağı ile sarılı tabut ile cenazesinin defnedildiğini ve İstanbul da Alman şehitliğine gömüldüğünü, mezar taşında da Ay yıldız ve haçın yan yana olduğunu ekledi.
Uçakların bu savaşta ilk kez kullanıldığı bilgisinin izleyici ile paylaşılması ilginç idi.
Programın en ilginç bölümü ise Kût'ül-Amare'ye teslim olan İngilizleri esir almak üzere giden görevli Türk alayının şehre girerken "dağ başını duman almış" diye başlayan Gençlik Marşının söylenerek girildiği bilgisinin verilmesi idi. Kaynak olarak ta İlhan Selçuk tarafından kaleme alınan "Yüzbaşı Selahattin Romanı" gösterildi. Bu Marşın her ne kadar Kurtuluş savaşı ve sonrası söylendiği bilinse de 1908 ler de okullarda öğretildiği ve törenlerde okutulduğu da belirtildi.
Halil Paşa nın Zaferden sonra orduya yayınladığı mesaj da bu zaferin Kut bayramı olarak kutlanmasını ve tüm bu zaferde ki şehitlere Tebarekeler, yasinler ve fatihalar okunmasını vasiyet ettiğini ve soyadı kanunundan sonra bu zafer anısına Kut soy ismi aldığı, Kût'ül-Amare savaşında savaşan tüm subayların daha sonra Kurtuluş savaşında da yer aldığı da belirtildi.
Savaş sonrası ele geçirilen esirlere Türk tarafının insanca davrandığı, ancak İngilizlerin Türk esirlere insanlık dışı müdahalelerde bulundukları ve savaş suçu işledikleri de ifade edildi.
Tuncay Şen, bu zaferin az bilinmesinin Natoya giriş ile unutturuldu diyenler olsa da o yıllara kadar sadece askerler arasında kutlandığını, resmi olarak kutlandığına ilişkin henüz net bir kaynağa ulaşılamadığını; Halil Paşa'nın Enver Paşa'nın amcası olması ve Irak Cephesinin diğer komutanı Nurettin Paşa'nın Kurtuluş savaşı sonrası tutumuna bağlayanlar yüzünden bu zaferin kutlanmadığını düşündüğünü; ancak bu zaferle ilgili kitapların 1940-50 yıllarda çıkmaya başladığı ve son yıllarda çokça kitabın yayınladığını, okumak isteyenlerin rahatlıkla bu kitaplara ulaşabileceğini söyledi.
Bu zaferinin anısına Alman bir müzisyenin Kût'ül-Amare marşı besteleyip Sultan Reşat'a sunulduğu da belirtildi.
Kurtuluş savaşı esnasında İzmit taraflarında Yahya Kaptan'ın Milli Mücadeleye cephane ve insan sevkiyatı ile ilgili çokça yardım ettiği, Mustafa Kemal in Nutukta kendisine sayfalarca övgü yazısı yazdığı ama öldürülmesine Gazi Mustafa Kemal'in çok üzüldüğünün; Cumhuriyetin ilanından sonra yöre halkının Atatürk'ün heykelinin yapılması için kendisini davet etmelerine Atatürk'ün "Bırakın benim heykelimi yapmayı, siz önce Yahya Kaptan'ın değerini bilin onun heykelini yapın " dediğinin anlatılması da kayda değer idi. Ayrıca Mustafa Kemal'in Musul'u kurtarmak için Şefik Bey ve arkadaşlarını komutan olarak oraya gönderdiği de anlatıldı.
Programın bitiş kısmında Engin Akyüz'ün "Uhud'ta bizim, Bedir'de bizim, Gelibolu'da bizim, Sarıkamış'ta bizim, Çanakkale savaşı da bizim, Kurtuluş savaşı da bizim, Kût'ül-Amare'de bizim, 29 ekimde bizim, 19 mayısta bizim, 23 nisanda bizim" diyerek 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutlaması birlik beraberlik adına belki de günün en önemli cümlelerinden biriydi.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2003 Akhisar Haber