TÜRK EĞİTİM SEN AKHİSAR TEMSİLCİLİĞİ; ÖĞRETMENLERİMİZE YÖNELİK BÖLÜCÜ SALDIRILARI LANETLİYORUZ
Türk Eğitim Akhisar Temsilciliği yaptığı basın açıklaması ile PKK tarafından kaçırılan 12 öğretmen ve Bakanlık tarafından bağışlar nedeniyle açılan soruşturmalar hakkında basın açıklaması yaptı.
03 Ekim 2011 / 12:29
Akhisar (Kenan MOLLA)
Türk Eğitim Akhisar Temsilciliği yaptığı basın açıklaması ile PKK tarafından kaçırılan 12 öğretmen ve Bakanlık tarafından bağışlar nedeniyle açılan soruşturmalar hakkında basın açıklaması yaptı.
Türk Eğitim Sen Akhisar Temsilciliği Başkanı Ercan Yaşar yaptığı basın açıklamasında teröre lanet etti.
Başkan Yaşar yaptığı basın açıklamasında 23 Eylül tarihinden itibaren 12 öğretmenimiz cinayet şebekesi PKK tarafından kaçırıldı. Otuz yıldır ülkemizin kanını emen bölücü terör örgütü, bugüne kadar yüzü aşkın öğretmenimizi katletmiş, okullarımızı basmış, eğitim yuvalarını yakarak eğitim hizmetini sekteye uğratmayı amaçlamıştır.
Tek amaçları, öğrencilerini ülkesine ve milletine faydalı donanımlı bireyler olarak yetiştirmek olan öğretmenlerimize yönelik bu hain saldırıları şiddet ve nefret kınıyoruz. hükümetin, kaçırılan meslektaşlarımızın bir an önce yuvalarına ve çok sevdikleri mesleklerine sağlıkla dönmelerini sağlamasını istiyoruz.
Çok açıktır ki; bölücü örgütün eğitimcilere ve okullara yönelik saldırısının asıl amacı; çocuklarımızın iyi eğitim almasını, aydınlanmasını ve memleketine sadakatle bağlı vatan atları olarak yetişmesini engellemek ve böylece kendi insan kaynağını oluşturmaktır. Öte yandan öğretmen evlerine, kamu binalarına, devletin iş makinelerine saldıran kat sürüsü;
hizmetlerine engel olarak, vatandaşlarımız ile devletimiz arasındaki güven ilişkisini de rencide etmeyi hedeflemekte; bu sayede ideolojik propagandasının zeminini oluşturma arzunu taşımaktadır.
Son yıllarda bölücü örgütün ve destekçilerinin faaliyetlerinde gözle görülür bir artış söz konusudur. Özellikle sivil vatandaşlarımıza dönük saldırılar pervasızca artmış bulunmaktadır. Anne karnındaki bebeğe bile kastedecek kadar çıldırmış olan cinayet şebekesi; büyük şehirlerimizi bombalarla kana bulamakta, Türk Kürt ayrımı yapmadan vatandaşlarımızı öldürmekte, şehir merkezlerinde güpe gündüz cinayet işlemekte; kaymakamlarımızı, sağlık memurlarımızı, öğretmenlerimizi kaçırmakta; yol keserek kimlik kontrolü yapmakta, sözde mahkemeler kurmakta, vergi adı altında haraç toplamaktadır. Velhasıl, uzun sözün kısası buraların ağası benim demektedir,
Türkiye Cumhuriyeti, toprakları üzerinde bir çapulcu sürüsünün hüküm sürmesine göz yumacak bir muz cumhuriyeti değildir. Türk Devletine kimse kafa tutma cüretini gösteremez. Fakat devletimizi yönetme pozisyonunda olanlar da bu şuurla hareket etmelidir.
Devletin gücünü dost düşman herkese göstermesi gerekenler, vatandaşları nezdinde yen ve huzur duygusunu yerleştirmesi gerekenler zafiyet içerisinde olduğunda çeteler düzene hakim olurlar. İşte, ülkemizin bir kesiminde bugün yaşananların nedeni budur. Sözde Demokratik Açılım adına terör örgütü uzantılarına ve bölücü destekçilerine karşı gösterilen müsamahanın geldiği nokta; terörün azması, bölücülerin şımarması, huzurun ve birlikte yaşama duygusunun rencide olmasıdır.
Artık yeter
Hükümeti daha cesur hareket etmeye davet ediyoruz: Bugünden tezi yok, bölücü jüte ve destekçilerine karşı en sert tutumu almaktan çekinmeyin. Bölücülere ekonomik, asal ve sosyal destek sağlayan unvan ve sıfatı ne olursa olsun her unsura karşı ivedilikle tedbir alın. Bin yıldır her melanete kol kola karşı duran, her felaketi birlik ve beraberlik içerisinde defeden büyük milletimizin arasına nifak sokan bölücülük mikrobunu artık temizleyin. Bunun için ne gerekiyorsa yapın. Demokrasi, insan hakları, ekonomik ve sosyal talepler terörün malzemesi olamaz Anne karnındaki bebekleri dahi katleden, ekmeğinin işinde olan kamu çalışanlarını kaçıran, güvenlik görevlilerini şehit eden cinayet şebekesi demokrasinin ve siyasetin muhatabı değildir. Ne adına ve hangi sıfatla olursa olsun bölücü terör örgütü ve temsilcileriyle doğrudan ya da dolaylı müzakere edilmesi ve muhatap olunması kabul edilemez. Bu görüşmelerin bölücü örgüte ve faaliyetlerine meşruiyet andırdığı gözden kaçırılmamalıdır.
Devlet bütün vatandaşlarının huzur ve can güvenliğini sağlamakla mükelleftir. Devlet nun için vardır. Devleti yönetme sorumluluğu da Hükümettedir. Her memleket ?selesinde olduğu gibi terör belasında da muhatabımız Hükümettir. Dolayısıyla Hükümet enlerin çağrılarımıza kulak vermesi, eleştirilerimizi dikkate alması ve gereğini yapması asgari bir zorunluluktur. Bu yara, bir iç siyaset meselesi değildir. Başta sayın Başbakan olmak üzere tüm sorumluluk makamında olanlar şapkayı önlerine koymalı, nerede hata yapıyoruz diye bir değerlendirme yapmalıdırlar. Neredeyse sıfır kayıptan her gün şehit verilen noktaya gelinmiş olması bir şeylerin yanlış yapıldığının en somut göstergesidir. Her vahim olaydan sonra at hamasi nutuklar, sözde terörle mücadele kararlılığı ve artık alışıldık oyalamalar kamuoyunu tatmin etmemektedir. Sorumsuz ve vurdumduymaz geçiştirmeler vatandaşlarımızda artık tiksinti uyandırmaktadır.
Hükümet şunu unutmasın ki, bölücü teröre karşı atacağı her adım milletim tam destek görecek ve teşvik edilecektir. Yanlışlardan bir an önce dönülmeli ve büyük Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu beladan kurtarılmalıdır. Bir öğretmenin, bir sağlık memurunun, bir Kaymakamın kendi toprağımızda bir çete tarafından kaçırılıyor olması kudretiyle övündüğümüz Devletimizin ayıbıdır. Türkiye Cumhuriyeti'ni bu ayıptan kurtarın. Kendi toprağımızda can güvenliğimizden ve huzurumuzdan emin bir şekilde yaşamak istiyoruz.
Öte yandan öğretmenlerimizi kaçıran, okullarımıza saldıran bölücü çakallara da seslenmek istiyoruz ki; Hiç ümitlenmeyin: Ülkemizin fedakar ve inançlı eğ ülkemizin neresinde olursa un memleket evlatlarını ülkelerine ve milletine sadık ve faydalı bireyler olarak yetiştirmeye devam edeceklerdir. Yıllardır olduğu gibi bundan sonra da hiçbir hain girişim ve tehdit kahraman öğretmenleri bu idealinden geri durduramayacaktır. Yürekten inanıyoruz ki; bölücü hainlerin emelleri; öğretmenlerimizin yetiştirdiği vatansever memleket ev!atlarının sayesinde iğrenç kursaklarında kalacaktır.
Okul Müdürlerine Bakanlık İşkencesi
Okul müdürleri yeni bakan sayın Ömer Dinçer'in talimatıyla bağış incelemesi ve soruşturmalarıyla karşı karşıya bırakılmıştır. Bu haksız uygulamayı kınıyoruz. Bunun yerine Sayın bakan okul müdürlerini rahatlatmak için okulların temizlik, güvenlik, kırtasiye vb. tüm ihtiyaçlarını devletin karşılamasını sağlamalıdır. Bunun da ancak hizmet alımıyla daha sağlıklı olacağını düşünüyoruz. Müdürlerimizin dilenci durumuna düşürülmesi bir sorun olmaktan çıkarılmalı asli görevi olan eğitim-öğretime odaklanması sağlanmalıdır. Sayın okul müdürlerimize çalışmalarında başarılar diler Türk eğitim olarak yanlarında olduğumuzu melerini isteriz. Ayrıca öğretmenlerimize de sayın bakanın gelir gelmez yok tatil fazla, mesai saatleri 17 olacak, 3 yılda bir sınava tabi olacaklar gibi düşünceleri son derece üzücüdür. Biz öğretmenlere bunları reva görmek isteyenlere diyoruz ki sizlerin de bu işleri yapacak ehliyetinizi ölçsek olmaz mı dedi.
Yapılan basın açıklamasına yönetim kurulu üyeleri; Dilek Cangör, Hamdi Güven, Abdullah Kurt, Nusret Aytekin, Türker Uzun, Hakan Şen, H. İbrahim Duran, Mustafa Kılınç, Nuri Akça, Senai Yavuz, Bahri Kulakçı ve Turgut Yavuzer katıldı.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2003 Akhisar Haber