11 Ocak 2025
  • Manisa8°C
  • İzmir12°C

TÜRK SAĞLIK-SEN’DEN BASIN AÇIKLAMASI

Türk Sağlık-Sen Manisa şubesi yönetim kurulu Şube sekreteri Fehmi Türemiş ile yönetim Kurulu üyeleri Rıdvan Mutlu ve İrfan Çelikkanat, Akhisar Mustafa Kirazoğlu Devlet hastanesi bahçesinde basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını Türk Sağlık-Sen Manisa

Türk Sağlık-Sen’den basın açıklaması

12 Şubat 2009 Perşembe 19:56

Bu haber toplam 4634 defa okunmuştur
Türk Sağlık-Sen'den basın açıklaması
Akhisar: (Kenan MOLLA)

            Türk Sağlık-Sen Manisa şubesi yönetim kurulu Şube sekreteri Fehmi Türemiş ile yönetim Kurulu üyeleri Rıdvan Mutlu ve İrfan Çelikkanat, Akhisar Mustafa Kirazoğlu Devlet hastanesi bahçesinde basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını Türk Sağlık-Sen Manisa Şubesi yönetim kurulu şube sekreteri Fehmi Türemiş okudu.

Türk Sağlık-Sen Manisa şubesi yönetim kurulu Şube sekreteri Fehmi Türemiş; ”Sendikacılığı fotokopicilik sananlar 1 yıldır yapılan eylemleri, etkinlikleri görmezden gelerek hastanelerde yemek ücreti alınması sorununu biz çözdük demişler. Maliyenin yazısını yayınlayarak bu işi biz başardık deme yüzsüzlüğünü utanmadan göstermişlerdir. Bir söz söyleyerek her şeyi çözdüklerini iddia eden Memur-Sen'e bağlı Sağlık Sen'liler yemeklerden ücret alınması ile ilgili olarak yaptıkları iki görüşme ile sorunu çözdüklerini hiç sıkılmadan söyleyebilmekteler. Peki, sormak lazım. Sizin nefesiniz sözünüz bu kadar kuvvetliydi de neden şimdiye kadar beklediniz. Mart 2008 tarihinde bir konuşup çözüverseydinizya. Biz alanlarda yemek ücreti için Tüm yurtta eylemler yaparken siz ne yapıyordunuz? Nefesinizi mi ayarlıyordunuz? 11 ayda defalarca Sağlık Bakanı ile görüştünüz bir söyleyiverseydiniz de hemen Başbakanı arayıp sorunu çözseydi. Sağlık çalışanlarının 11 ay mağduriyetine niye göz yumdunuz?  O zaman bununda bir cevabını verin. Buradan özellikle ifade etmek isterim ki tüm Türkiye'de yaptığımız eylemler ve etkinlikler seçim öncesinde illerde il başkanlarım tedirgin etmiş, milletvekilleri sağlık çalışanlarının bu konudaki tepkilerini Ankara'da dillendirmişlerdir. “Yemek yemiyoruz, öğlen yemeği için izin istiyoruz” konulu dilekçe kampanyası ile hastanelere verilen dilekçeler üzerine birçok hastane Başhekiminin Sağlık Bakanlığından görüş talebinde bulunması üzerine konu Sağlık Bakanına iletilmiştir. Türk Sağlık-Sen Genel Merkezinin illerde ve Maliye Bakanlığı önünde yaptığı eylemin yerel seçim öncesi siyasetçilere ve bürokratlara verdiği kaygıdan dolayı çözüm arayışı içine girmişlerdir. Şubat 2009 tarihi itibariyle Sağlık Bakanının Ankara Hastanesi Başhekiminin de aralarında olduğu bazı Başhekimleri arayarak İkinci bir emre kadar yemek ücreti alınması uygulamasını kaldırmaları yönünde talimat vermiştir. Son olarak Maliye Bakanlığı'da yemeklerin ücretsiz olması için devlet Personel Başkanlığına bir yazı yazmıştır. Devlet Personel Başkanlığı bu konuda çalışma yapmaktadır. Gelişmeleri ilerleyen günlerde sizlerle paylaşacağız. Sağlık-Sen ise ne yapmıştır? Aldığı bazı duyumlardan yola çıkarak “Biz görüştük yemek sorununu çözdük” diye şimdiye kadar yapılanları görmezden gelerek başkalarının mücadelesini ve başarısını sahiplenmeye çalışmışlardır. Maliyenin yazısını da yayınlayarak hizmet sendikacılığı yaptıklarını ifade etmişlerdir. Bir görüşme ile her şeyi çözdüklerini ifade ederek gülünç duruma düşmüşlerdir. Fotokopiyi sitelerinde yayınlayarak her şeyi kendilerinin yaptığını söylemişler sağlık çalışanlarını kandırmaya çalışmışlardır. Öncelikle şunu ifade etmek isterim ki Bir kazanım elde etmek için önce mücadele etmek lazımdır. Birilerinin önünde ceket düğmeleyerek, onların lütufta bulunmasını bekleyerek sorunlar çözülmez. Ben bu zihniyetin temsilcilerine bir kez daha sesleniyorum. Sizin tarlada iziniz mi var ki harmanda yüzünüz olsun. Yemek sorunu ile ilgili neler yapmadığınızı herkes biliyor. Sizin için her şey sözden ibaret. Sendikacılığınızda sözde, faaliyetlerinizde sözde. Sadece ağzınız çalışıyor. O da hep yalan konuşuyor. Tıpkı 23 Mayıs 2008 tarihinde olduğu gibi. O gün sözde sendika Sağlık-Sen, bizim 25 Mayıs 2008'de yapacağımız eylemi baltalamak adına Sağlık Bakanı ile görüşmek için İstanbul'a gitmişlerdi. Yaptıkları görüşme sonrasında sözleşmeli personele tayin ve becayiş hakkının verileceğinin müjdesini vererek yine görüştük sorunu çözdük demişlerdi. Fakat bugün sendika yöneticileri” Sağlık bakanının eş durumu ve becayiş konusunda düzenleme olmayacağı yönünde açıklama yapmasını uygun bulmuyoruz” demeye başlayıp lafı evelemeye gevelemeye başladılar. Yahu siz o sorunu 23 Mayısta görüşüp çözmediniz miydi? Hani bakanla konuşmuştunuz da bakan size söz vermişti. Bugün ne oldu da çark ettiniz. Yoksa o zamanki sözünüz nefesiniz kuvvetli değil miydi. Anlaşılan odur ki o gün iyi üfleyememişler. Ayrıca madem bir kere konuşup sorunlarla başbakanın ilgilenmesini bile sağlayabiliyordunuz da, birde şu adaletsiz döner sermayeyi, sözleşmelilerin verilmeyen haklarını ve daha birçok sorunu da çözüverseydiniz ya.. Şunu ifade etmek isterim ki bunlar sadece üflüyorlar. Ortaya bir kazanım çıkarsa da bunu utanmadan sahiplenmeye çalışıyorlar. Kapı kapı gezip iktidarın yağdanlığı ile evrak topluyorlar. Biz kazandık diye övünüyorlar. Çıkmazsa da çark edip uygun bulmuyorlar. Bunlar birde karalama kampanyasına başlamışlar bizim hizmetliye memur kadrosu istememize dil uzatmışlar. Bir söz vardır hiçbir şey yapamayanların yaptığı en iyi iş başkalarının yaptığım karalamaktır. Bunlarda bu misyona uygun hareket ediyorlar. Çok ciddiye almamak lazım. Bugün kampanyamıza dil uzatırlar. Yarın kampanyamız ses getirmeye başlayınca bir söz söyleyiverir hizmetliye memur kadrosunu biz kazandırdık demeye başlarlar. Bundan utanmazlar çekinmezler. Ya da yine Kamu kurumlarına evrak toplamaya giderler. Yazıyı bulduk biz çözdük derler. Buradan tüm sağlık çalışanlarının bu kişilerin yaptıkları karşısında uyanık olmaya ve bunlara prim vermemeye çağırıyoruz. Bunların gerçek yüzleri yukarıda anlattıklarımda saklıdır. İyi düşünün kararı siz verin. Toplayıcılık ile geçimini sağlayan henüz yerleşik çağdaş sendikacılık düzeninin milyon yıl gerisinde olanları muhatap bile almayın. Ayrıca malum sendikanın bu faaliyetlerinin altında 28 Şubatta sözleşmeli personellerin kadroya geçirilmesi, hizmetlilere kadro verilmesi, döner sermayelerin adil ödenmesi gibi önemli konuları tek ve güçlü bir ses olarak Ankara'da dile getireceğimiz eylemi gölgeleme çabaları yatmaktadır. Ses getirecek eylem yapamayanlar, yapanlara da mani olmaya çalışmaktadırlar. Bizde bu oyuna karşı sağlık çalışanlarını uyarıyor “Bu tür oyunlara gelmeyin. 28 Şubatta hakkımızı aramak için bizimle Ankara'ya gelin” diyoruz.






Yorumlar