27 Aralık 2024
  • Manisa10°C
  • İzmir11°C

VARSILLIK VE YOKSULLUK

Mahmut Tolon

31 Ekim 2016 Pazartesi 08:05

Varsıllık ve Yoksulluk

İnsanlar zaten eşit değildirler, bir de üstüne eşit olmak da istemezler. Ayni yatakhanede olan 10 çocuğa 100 er birim para verin bir kısmı hemen harcayacak, bir kısmı saklayacak, bir kısmı da bazılarının elinden bir kısım parayı bir şekilde alacaklardır.

İki   apayrı konu: birincisi varsıllığın paylaşımı üzerine ikincisi ise doğrudan varsıllığın veya yoksulluğun paylaşıla bilirliği üzerine.

Ülkemizin daha ziyade “sağ” olarak kesiminde hayır yapma alışkanlığı vardır. Bunun ismi de zaten “hayır” dır.   Daha okumuş ve “aydın” tabir edilen veya “beyaz Türk” kesimde ise daha ziyade “veriyorsam aman reklamım da olsun” veya ben ortada olayım ama “belediye, devlet falan işin büyük kısmını üstlensin” yani ben bir fikirle ortaya çıkayım ama yükü ilişkilerim sayesinde başkasının, tercihan devletin, belediyenin, yani halkın üstüne yıkayım yaklaşımı ön plandadır.

Hayırseverlik illa dindar olup olmamak ile de ilgili değildir.   “Zındık” diye 1600 yılında yakılan Bruno’nun söylediği gibi :   “Allah iradesini hakim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hakim kılmak için Allahı kullanırlar”.

İsmini cismini her tarafa yazan yazdıran ve hayır yapan “mümin” de vardır. İsmini ön plana çıkartmadan hayır yapan “zındık” da.

“Misafirperverlik” örneğin biraz da yoksulluğun paylaşımıdır.Yoksulluğun paylaşımı daha kolay, varsıllığın paylaşımı zordur. Varlık arttıkça “misafirlik” için insanlar kurallar koyarlar. “Sen benim için paradan puldan önemlisin” mesajı iki varsıl arasında nadiren iki tarafın da meramı olabilir. Genelde bir taraf çıkarını daha önemseyen taraftır ve bu ilişkide bir taraf, madden kazançlı çıkar. Beraber hayır yapma niyetinde olanların bu safhayı aşmış olmaları faydalı olur. Ana damar kıskançlık, beraber iş yapmaktan daha zor olan, beraber hayır yapma niyetini daha zor kılar.

Varsıllığı paylaşmak kolay değildir. Hele insan zorca bir şekilde kendisi kazandı ise. Yani ikinci bölümde paylaşıla bilirlik üzerine bir kaç fikir: çok  varsılın varlığını her vatandaşına, her din kardeşine  eşit olarak dağıttığını varsayın, dönüp de teşekkür eden çıkmaz bile, vereceği o denli az olur.

Ölümü kabul etmek zor olduğundan, basitçe “sevseler de , sevmeseler de” maddiyat genelde ölümden sonra çoluk çocuğa kalır. Çoğu insan ölümsüz olacağı ümidi ile maddiyata bir düzen getiremez hele hele bizde vasiyetname hukuku uygun olmadığı için kısmen istese de getiremez.

Nasıl “ben seni seviyorum, sen iyi piyano çalıyorsun tüm bilgini benimle paylaş” veya “iyi Japonca biliyorsun, benimle tüm bilgini paylaş” diyemezseniz, varsıllık da eğer kazanılmış varsıllık ise, bir süreç sonunda sahip olunan bir kazanımdır. Pat diye paylaşılması zordur ancak  varsılın biat etmesi halinde olabilir.

Halbuki varsıl da, yoksul da kendisinin parayı en doğru harcadığından emindir. Varsıl ile olan dostluk yakınlaşmasında doğal olarak bir yargılama süreci başlayabilir. Bu da ilişkide huzurun ve dolayısı ile uyumun veya yapıcı yaklaşımın kaybolmasına yol açar. Her şeyi sağlıklı kılan mesafe, yargılama başlayınca yok olur, sürtüşme başlar.

Mesafe daralınca para sürtüşmeyi önlemek için iyi bir maddedir. Belki daha iyisi ise görgüdür.

Daha yavaş olan, her daim daha sağlıklıdır ve daha uzun ömürlü olma şansını içinde barındırır.