VATANDAŞ GERÇEKTEN SÖMÜRÜLÜYOR MU?
Halil Erdost
09 Ekim 2012 Salı 23:42
BAŞBAKAN;”Birileri para kazanacak diye vatandaşımızı sömürtmeyiz”
VATANDAŞ GERÇEKTEN SÖMÜRÜLÜYOR MU ?
İnsan merak eden bir varlıktır. Merağını gidermek için öğrenmek ister. İnsanların öğren-me ihtiyacı insanlık tarihi kadar eskidir. Öğretimin henüz sistemli, örgütlü olmadığı eski çağlarda ilk öğrenmeler bire bir öğretime dayalı olarak sürdürülmüştür. Örneğin eski Yunan filozoflarından Aristo (M.Ö. 384-322) Akhisar’lı Şeyh İsa (1447-1530) bire bir öğrenmenin örneklerindendir.
İnsanların öğrenme arzularının artması zamanla örgütlü öğretim(okullaşma) sistemine ge-çişi zorunlu kılmıştır. Ancak buna rağmen, insanların daha çok öğrenme isteği duyması, okul siste-mi dışında ücretle ders alma “özel ders” ihtiyacını ortaya çıkarmış, bu ihtiyaç giderek kurumsallaşarak “özel dershane”leri doğurmuştur.
Özel dershaneler sadece ülkemizde değil, eğitim kademeleri arasındaki geçişlerde reka-bete dayalı sınav sistemleri olan başta Japonya, Güney Kore, Tayvan, Hong Kong ve Yunanistan ol-mak üzere pek çok ülkede faaliyet göstermektedir. Kuruluş amaçları, farklı olmakla birlikte ABD, Almanya, Portekiz, İngiltere, Fransa, İtalya, İrlanda, Güney Kıbrıs ve Kanada’da da özel ders ve mesleki eğitim veren farklı adlarla örgütlenmiş, özel öğretim kurumları olduğu bilinmektedir.
Ülkemizde, 1960’lı yıllar öncesinde daha çok yetiştirme kursları olarak çalışan özel ders-haneler, 1965 yılında çıkarılan 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu (en son hali 5580 sayılı Ö.Ö.K.K.) ile Milli Eğitim Sistemimiz içindeki yerini almıştır. Önceleri daha çok tamamlayıcı öğre-tim yapan dershaneler, yıllar içinde sınavlara hazırlık kurslarına olan talebin artmasıyla bu alana yönelmiş ve özellikle 2000’li yıllarda oluşturulan zincir grubu dershanelerle, isim hakkı pazarla-macılığı sonrasında sayıları hızla artmıştır.
Aşağıda SETA(Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı) ANALİZ’in Mart 2011 sayısında yayınladığı “ÖZEL DERSHANELER”in, öğrencilerinin ve öğretmenlerinin sayısal dağılı-mını gösteren tablo verilmiştir.
TABLO 1. Özel Dershanelerin, öğrencilerinin ve öğretmenlerinin sayısal dağılımı
Öğretim Yılı Dershane Sayısı Öğrenci Sayısı Öğretmen Sayısı
1995-1996 1.496 379.463 12.430
1996-1997 1.664 432.714 13.722
1997-1998 1.710 433.847 14.395
1998-1999 1.727 484.229 15.030
1999-2000 1.808 500.464 17.073
2000-2001 1.864 523.244 18.175
2001-2002 2.002 588.637 20.112
2002-2003 2.122 606.522 19.881
2003-2004 2.568 668.673 23.730
2004-2005 2.984 784.565 30.537
2005-2006 3.570 925.299 41.031
2006-2007 3.985 1.071.827 47.621
2007-2008 4.031 1.122.861 48.855
2008-2009 4.262 1.178.943 51.916
2009-2010 4.193 1.174.860 50.432
KAYNAK : Dağlı (2006) ve MEB (2000-2009)
Tabloda da görüldüğü gibi yıllar bazında dershanelerin sayıları artarken, öğrenci ve çalışan öğret-men sayıları da artmıştır. Örneğin: 1985 yılında ÖZ-DE-BİR (Özel Dershaneler Birliği Derneği) kayıtlarına göre Türkiye’nin 149. Akhisar’ın ilk dershanesi olarak kurulan Özel Akhisar Merkez Dershanesi 1993 yılına kadar Akhisar’da tek başına faaliyet gösterirken,1995-1996 öğretim yılında dershane sayısı 3 e çıkmış,bugün ise 7 dershane faaliyet göstermektedir.Akhisar dershanelerinin de öğrenci,öğretmen ve yardımcı hizmet çalışanlarının sayıları , benzer şekilde artmış olup dershanecilik önemli bir istihdam alanı haline gelmiştir.Örneğin:Özel Akhisar Merkez Dershanesinde çalışan 44 öğretmenden 22 tanesi eski öğrencilerimizdendir.
Dershaneler hakkında yapılan en yoğun eleştiri, parası olanların hizmet alabildiği kurumlar olarak tanıtılmaları ve böylece eğitimde fırsat eşitliğini bozduğu, iddiasıdır. Bu iddia sayın Başbakanın son demecinde dillendirdiği gibi dershanecileri haksız kazanç elde eden sömürücüler olarak göstermesine kadar varmıştır. Oysa dershaneler öğrenci sayılarının en az %3’ünü (2 sene önce %5’i idi.) ücretsiz okutma sorumluluğu olan kurumlardır. Bu oran Merkez Dershanesi gibi yerel dershanelerde çok daha yukarılara çıkmaktadır. Bu yerel dershanelerin sosyal sorumluluğunun da bir gereğidir.Ücretsiz okuma hakkı kazanan öğrenciler her yılın Ekim ayında İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne bildirilir.Ekim ayı sonrasında ücretsiz okutmak üzere kaydı yapılan başarılı ve fakir( Sarılar Köyünden) bir öğrencinin kayıt kartonuna bakan bir müfettişin bu duruma karşı çıkıp “Devletin KDV’ sini kaçırıyorsunuz” diyerek dershaneyi suçladığını hatırlıyorum.
Aşağıda yine SETA ANALİZ’in aynı sayısında yayınlanan, 2002 yılında üniversiteler arası sınava giren 1,5 milyon öğrenciden rastgele seçilen 120 bin öğrenci üzerinde yapılan anketin so-nuçları görülmektedir. 120 bin öğrenciden 53.240’ı (%44,37) dershanelere devam ettiğini belirt-miştir.
TABLO 2 : Özel Dershaneye giden öğrencilerin ailelerinin gelir düzeyine göre dağılımı
Dershaneye gitmeyen Dershaneye giden Gidenler
Gelir Düzeyi Öğrenci Yüzde Sayı Yüzde Sayı İçindeki Yüzde
250TL'den az 46.533 68.54 31.894 31.46 14.639 27.50
250-500TL arası 47.314 53.1 25.124 46.9 22.190 41.68
500-750TL arası 14.333 38.37 5.500 61.63 8.833 16.59
750-1000TL arası 5.671 30.56 1.733 69.44 3.938 7.40
1000-1500TL arası 2.175 28.46 619 71.54 1.556 2.92
1500-2000TL arası 967 28.65 277 71.35 690 1.30
2000TL'den fazla 1.114 24.33 271 75.67 843 1.58
Cevapsız 1.893 70.95 1.343 29.05 550 1.03
TOPLAM 120.000 55.63 66.760 44.37 53.240 100.00
KAYNAK : Tansel ve Bircan (2005)
Tabloda görüldüğü üzere alt gelir grubu (750 TL ve altı) ailelerin çocukları dershanelere giden öğrencilerin %85’ini oluşturmaktadır. Üst gelir grubunda olan aileler çocuklarının eğitimi için çok daha fazla para harcayarak, çok daha farklı yöntemler uygulamaktadır. Bu durum Akhi-sar’ımız için de geçerlidir. Bugün bir saat özel dersin fiyatının 50 TL. altında olmadığını özel ders aldıran her veli bilmektedir.Oysa dershanelerde yaklaşık 600 saatlik üniversite hazırlık kursunun fiyatı ortalama 2500 TL. bulmamakta yani yaklaşık bir ders saati verilen yayınlar dahil 4 TL. civarında olmaktadır. Bunun neresi sömürücülüktür ?
Görüldüğü gibi dershaneler eğitimde fırsat eşitliğini bozan değil, fırsat eşitliği sağlayan kurumlardır.
Dershanelerin kapatılması durumunda bu kurumlarda çalışanların mağduriyeti bir yana, bundan en çok zarar görecek olan, çocuğunun daha başarılı olması için uğraşan veliler olacaktır. Çünkü, 2012 tercih kılavuzu verilerine göre 8.000 kontenjanı olan Tıp Fakültelerini 230.000; 10.000 kontenjanı olan Hukuk Fakültelerini ise 260.000 öğrenci tercih etmiştir.
YASAL UYARI:Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Akhisar Haber Ajansı - AHA'ya aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazı sadece Akhisar Haber Ajansı tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2003 Akhisar Haber