26 Aralık 2024
  • Manisa14°C
  • İzmir13°C

YASİN BÖRÜ

Bahadır Yenişehirlioğlu

16 Ekim 2014 Perşembe 12:48

YASİN BÖRÜ

Oysa bir umut olarak belirmişti  Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Selahattin Demirtaş.

Türkiyeli olmanın altını çizerek  yepyeni bir söylevi hayata geçirmenin ip uçlarını veriyordu .Bu sebeple alınan oy ile bunu gerçekleştirebileceğini  ortaya koyuyordu .Ama şimdi ! Ne yazık ki!  Çok yazık ki şu anda !

Başı ezilerek hunharca katledilen ve bir linç hareketinin  zirvesine oturan YASİN BÖRÜ nün gözü yaşlı annesi  bugün oğlumun katili Selahattin Demirtaş'dır diye bağırıyorsa  artık bazı çevrelerin sağduyulu Kürt vatandaşların  değer yargılarına ve toplumsal duruşlarına daha dikkatli bakmaları ve öz eleştiri yapmaları  gerekiyor.

Diğer bir ifadeyle, Türkiye’de HDP'nin belli bir toplumsal desteğe sahip olması, ona tarihsel, siyasal ve ahlaki bir meşruiyet sağlamıyor. Terör yanlılarının (bölgesel ve lokal olsa da) kitle desteğine sahip olması,  toplumsal çatışma söylemleri ile onlara artık “demokratik” bir boyut kazandırmıyor.

Doğu insanı, dindar ve örnek ahlak sahibidir. Onuruna ve şerefine düşkün, devletine sadık ve insancıldır. Vatanlarına ve topraklarına bağlı  özverili ve sevgi doludur. Bölücü terör örgütünün seküler  yapısı, neye ve hangi çevrelere hizmet ettiği doğu insanımıza anlatıldıkça, bölücü terörün hayat damarları giderek kesilecektir. Allah’a imanın, peygamber sevgisinin, vatan aşkının ve Kur’an ahlakının gerçek anlamda yaşandığı yerde bölücü terör geri çekilecek ve Allah’ın izniyle yok olacaktır.

Bu yüzden mi kurban eti dağıtmaya giden   vatan evladı hedef alınmakta ve böylesi hunharca katledilerek göz dağı verilmek mi istenmektedir? Bu yüzden mi dindar Kürt kardeşlerimizin evleri ve arabaları yakılmaktadır?

 

Kötülüğü toplumsallaştırmaya kalkar isek  o zaman bu kötülüğün izlerini takip eden ve bizzat kötüye dönüşenler için  felaket ile sonuçlanır.. Kötülüğün toplumsallaşması onu demokratik ya da katlanılabilir yapmıyor.

Kendilerini mecliste temsil etmeye çalışan kesimin siyasetin sokakta yapılamayacağını ve ülkenin kaderinin meydanlarda belirlenemeyeceğini,yakıp yıkarak mütedeyyin Kürt kardeşlerimizi sindirerek ve göz dağı vererek var olunamayacağını anlamaları gerekiyor. Altan Tan'ın açıklamaları bunun ip uçlarını vermeye başladı bile.

Sokakların siyasal gerilim ve çatışma alanlarına dönüşmesinden medet umanlar KARDEŞLİKTEN, BARIŞTAN, DEMOKRASİDEN, ÖZGÜRLÜKTEN bahsedemezler.

Yorumlar