YAZARLAR AKHİSAR BELEDİYESPOR, FENERBAHÇE MAÇINI NASIL DEĞERLENDİRDİ
Spor Toto Süper Lig'de mücadele veren Akhisar Belediyespor, ligin 4. haftasında Manisa 19 Mayıs stadında konuk ettiği Fenerbahçe'yi 2-0 yenerek liderliğini korudu. Spor yazarlarındasn büyük övgü alan Akhisar Belediyespor 4 haftada 10 puan topladı.
29 Eylül 2014 Pazartesi 09:37
Yazarlar Akhisar Belediyespor, Fenerbahçe Maçını Nasıl Değerlendirdi
Akhisar Haber Ajansı - AHA
Spor Toto Süper Lig'de mücadele veren Akhisar Belediyespor, ligin 4. haftasında Manisa 19 Mayıs stadında konuk ettiği Fenerbahçe'yi 2-0 yenerek liderliğini korudu. Spor yazarlarındasn büyük övgü alan Akhisar Belediyespor 4 haftada 10 puan topladı.
İŞTE KÖŞE YAZILARI
Hakkı Yalçın: Sanatçı Gekas
Dün gecenin sonunda, Fenerbahçe'nin yenilgisi kadar, Akhisar'ın galibiyetini öne çıkarmak gerekiyor. Çünkü takım olma şartlarını oluşturan. Sahanın her yerinde ayakta kalan Akhisar'dı. Herkes formasının hakkını verdi. Gece de onlara hakkını verdi. Fenerbahçe adına işaret edilmesi gereken İsmail Kartal. Neticeyi gerektiren sebeplerin başoyuncusu.
Maç boyu, Akhisar'ın topla çıkış hızı ve yarattığı tehlikeler modern resim galerisi gibiydi. Fenerbahçe'nin bol pas yapma hevesiyle pozisyona girmeyi ağırdan alması, iki sezon öncesinden kalan berbat mirasın yansıması. Emenike'nin yok sayılmasının ikinci perdesi sahnedeydi de... Bir gol sanatçısı da maç boyu sahnedeydi. Alves seyretti Gekas seyretmedi. Bekir seyretti Gekas seyretmedi. Gekas pozisyonları öpüp alnına koyuyor da, harcamaya kıyamıyor. Dibine kadar da mücadele!
Fenerbahçe dün gece ne kazanma duygusunun arkasında durdu, ne topun. Dünkü Fenerbahçe'de elle tutulur bir adam yoktu. Sow kaç maçtır "topukluyor!" Hücreleri işi bırakmış. Webo acemi hareketler mucidi! Bekir ve Alves "bomba!" Kuyt kuru gürültü, Alper sahanın ihtiyarı! Diego'nun Türk futboluyla tanışma faslı sürüyor. Ve daha neler neler!
Aslında kayıp anonsları sezon başından beri Fenerbahçe'de mevcuttu! Gördük ki, saatlerini komplekse kuranlar önünü göremez. O yüzden İsmail Kartal kendisini tebrik etmeli. Define haritası çizmekle defineye kavuşmak arasında "teknik adam" duruşu gerekiyor. Hükümsüz adam duruşu değil.
İlker Yağcıoğlu: Al birini vur ötekine
Önce Akhisar'dan başlayalım... Baştan sona hak ettikleri bir galibiyet aldılar. Oyunun her anında her bölgesinde Fenerbahçe'ye adeta ders vererek 3 puana uzandılar. Şimdi size bir soru. Kaçınız bir çırpıda Akhisar Beledilespor'un Başkanının ve yöneticilerinden birinin adını söyleyebilir. Ya da kaç kere TV ekranlarında ahkam keserken onları gördünüz. Hiç ortalarda yoklar. Takımı teknik direktöre teslim etmişler ve oturup keyifle kenardan maçları izliyorlar. Aykut Kocaman'ın 2 yıl önce ısrarla gündeme getirdiği teknik direktör takımı olmanın karşılığı tam anlamıyla Akhisarspor'da görüldü. Hepsini tebrik ediyorum umarım lig sonuna kadar başarıyla devam ederler. Gelelim asıl konumuza yani Fenerbahçe'ye... Ligde 4 hafta geride kaldı. Çok açık bir şekilde görülüyor ki Fenerbahçe şu anda geçen seneki çizgisinden çok ama çok uzakta. İsmail Kartal'ın Fenerbahçe'sinin geride kalan haftalarda iyi oynadığı bir tek maç bile yok. Oyuncular arasında iletişim son derece kötü. Fiziksel olarak iyi durumda değiller. İsmail Hoca'ya ne kadar saygı duyuyorlar bilemiyorum ama takımda bir şeylerin eksik olduğu kesin. Dün gecenin en acı tarafı 80. dakikada Akhisar taraftarları takımlarının paslaşmasına oley çekerken, Fenerbahçeli oyuncuların sadece seyretmesi topu kazanmak için çaba sarfetmemeleriydi. Oyuncular kredilerinin ne kadar fazla olduğunu düşünürse düşünsünler Fenerbahçe taraftarı sahada formasını terletmeyen oyuncuyu asla kabul etmez ve takımda görmek istemez. İsmail Kartal'ın maçtaki oyuncu değişiklikleri de ilerisi için bize sinyaller verdi. 64'te Alves'i çıkartıp Emenike'yi aldı. Yani risk aldı. Cesaretli bir hamle yaptı. Ama bu cesareti sadece 8 dakika sürdü. Aman 3.'yü yemeyim diye Kuyt'ı çıkarıp Mehmet Topuz'u oyuna aldı. Bu da yaptığı en büyük yanlıştı. Son olarak geride kalan 4 haftada büyük takımlarımızın ortaya kolyduğu futbol tam anlamıyla hayal kırıklığı yarattı. Hiç birinin birbirinden farkı yok. Al birini vur ötekine. Sadece Gekas'ın bütün büyüklerden daha çok gol attığına bakarak büyüklerimizin ne halde olduklarını görebiliriz.
Mert Aydın: Balayı bitti
Fenerbahçe yavaş oynuyor. Hele geçen sezonki futbolu hatırlayanlar için bu çok da kolay tahammül edilebilir bir şey değil. Evet Aykut Kocaman dönemindeki futbolu andırmıyor değil bu oynanan. Ama o UEFA yarı finalisti takımını hatırlayın. Çok farklı bir pas trafiği vardı. Sezon başından bu yana Galatasaray karşılaşması da dahil olmak üzere Fenerbahçe oynadığı tüm maçlarda tempoyu elinde tuttu. Ama dün akşam top konuk takımda olsa da inisiyatif hep ama hep Akhisar'daydı.
Taktik Webo'ya uymadı
Akhisarlı Bilal Kısa gerçek bir organizatörün yapması gerekenleri bize izletti. Fenerbahçe ise bu işi yapması beklenen Diego Ribas'ı sanki özellikle yalnız bıraktı. Kanarya'da Emre Belözoğlu'nun yokluğu Brezilyalı'nın performansını da doğrudan etkiledi. Tempo düştükçe Akhisar Belediye daha rahat savunma yapmaya ve sevdiği kontraları yapmaya başladı. Fenerbahçe'de Gökhan Gönül , Caner Erkin, Dirk Kuyt, Bruno Alves kötü günlerindeydi. Savunma her uzun topta delik deşik oldu. Araya atılan her topta Gekas gibi yavaş bir oyuncu bile Mert Günok ile karşı karşıya kaldı. Gekas'ın ilk golünde Bruno Alves gibi bir tecrübenin o hatası inanılmazdı. Teknik direktör İsmail Kartal maç içinde gördük ki rakibi analiz etme konusunda pek başarılı olamamış. Hep oynamasını desteklediğimiz Webo için gerekli oyun stili geliştirilemedi. İsmail Hoca seviliyor. Ama bu yenilgi, medyayla yaşadığı balayının sonu olabilir. Gelelim Akhisar'a. Mustafa Hoca, Hamza Hamzaoğlu'nun mirasına rötuşlar uygulamış ama toptan değiştirmemiş. Ve tabii ki Gekas'ın geri gelişi müthiş bir etki yapmış. Yunan futbolcu, yaşı ilerlese de ligimizde pozisyon bulmakta ve gol atmakta zorlanmıyor.
Gürkan Kubilay: Düşün F.Bahçe
Geçen sene, ön alanda baskı yapmadığı için Moussa Sow'u kesmişti. Ersun Yanal. Bu sene görünen o ki, takımın öndeki hiçbir adamı baskı yapmıyordu. Üstelik Emre de olmayınca, orta alan direncine Mehmet Topal dışında katkı veren de olmuyor, rakip Fenerbahçe'nin arkasına kolayca kaçabiliyordu. Bu maçın özeti yukardaki paragraf idi. Gekas, son 2 maçta topla sadece 88 saniye oynamış ama 1.5 dakika bile olmayan bu süre içinde 4 gol atmıştı. Üstelik Akhisar'ın kaleye 3 maçta attığı 28 şutun 10 tanesi de ondan gelmişti. Bu adama yakın oynamak gerekirken, gollerinde en yakın Fenerli 5 metre uzağında nasıl kalırdı ? Maç başına 101 topla oynama ile takımın en çok top oynayanı Emre yoktu. 3 maçta topla Kuyt 220 kez buluşurken, Emenike 81, Sow 91 kez buluşmuştu. Emenike ve Sow için bu, geçen sezonun nerede ise yarısı idi. Golsüzlüğü de anlatabiliyordu.
Akhisar çok hızlı bir takımdı. Hız demek, bir maçta, en az 1.5 km, saatte 20 kilometre hızın üzerinde koşmak demekti. Ama, F.Bahçe'de bunun yarısı bile koşulamıyor, Kuyt, Sow ve Alper, ayaklarına yapıştırdıkları toplarla, ''hızlı oynayan takımın oyuncusu, ayağında topu 1.9 saniyeden az tutar'' kuralını da perişan ediyorlardı. Maç öncesi, Akhisar'ın gollerinde savunma arkasına Bilal'in atacağı toplara, Gekas koşusu yapıldığı analizi de yapılmayınca, F.Bahçe golleri bu aksiyondan yiyordu. Gekas'ı ilk golde Alves'in, 2. golde Bekir'in kaçırışları acemi ötesi idi. Ve maç öncesi çok kötü yönetilen bir Emre&Emenike krizi nedeni ile 2 oyuncu da ''oyundan düşürülünce'' işler iyice arap saçına dönüyordu. Diego katkı veremiyor, Kuyt, çarpmada!, toplamada ''0'' etkisi yaratıyordu. Alves&Emenike değişikliği ile riske girdi, Topal'ı stopere çekip,orta alanı daha da boşaltarak Kartal. Baskı oldu ama iş işten geçmişti. Takım ısırmıyordu geçen seneki gibi,ruhunu sahaya yansıtma becerisi de yoktu. Bu kadar taktik yanlışın içinde ''hiç olmazsa bununla çevirelim'' durumu da yoktu yani. Sonuç; Akhisar hakkıyla kazandı. F.Bahçe'ye çok düşünmesi gereken dertler kaldı. F.Bahçe, oyuncu-teknik adam ve başkan ilişkilerini gözden geçirmek zorunda.
Emre Bol: İzin ver hoca!
Uzun zamandır bu kadar kötü oynayan bir Fenerbahçe izlememiştim. Kimin ne yaptığı, nerede oynadığı belli değil… İsmail Kartal, sezon başından beri ısrar ettiği Emenike inadından vazgeçmiş yerine Webo'ya görev vermişti. Webo'nun Emenike'den daha etkili olduğu muhakkak. Ancak Fenerbahçe orta sahasıyla forvet hattı arasındaki kopukluk onun yeterince pozisyona girmesini engelledi. 2. ve 3. Bölgeler arasındaki kopukluk maç boyunca sürdü. Bunda sezon başından beri Fenerbahçe'nin en iyi oyuncusu olan Emre'nin yokluğu en önemli etkendi. Emre Belözoğlu olmayınca hem orta saha direnci düştü hem de sarılacivertliler en önemli pas istasyonundan mahrum kaldı. Hâl böyle olunca Akhisar ekibi orta saha direnciyle neredeyse hiç karşılaşmadan Fenerbahçe kalesine geldi...
Kazanacak enerji yok
İki stoper Alves ve Bekir sürekli Akhisarlı oyuncularla savaşmak zorunda kaldı. Akhisar'ın gol atabilecek tek adamı Gekas… Nitekim 2 golü de o attı. İsmail hocanın böylesine önemli bir oyuncuya karşı önlem almaması teknik bir hataydı. Sarı-lacivertli futbolcularda maç kazanacak enerji yok. Sanki sezonun son haftalarında oynuyormuş gibiler. Bunun nedeni çalışmamak değil, fazla çalışmak aslında… İsmail Kartal oyuncularına haftalardır izin vermiyor. Bu fiziksel yorgunluğu maçlarda çok net bir şekilde görüyoruz. Kartal hoca takımı böyle izinsiz çalıştırmaya devam ederse önümüzdeki haftalar sakatlıklar başlar. Kartal, önce kendisini sonra da takımı rahatlatmalı...
Ömer Üründül: 7 puan tesadüftü
Fenerbahçe, dün gece takım halinde çok olumsuz bir 90 dakika sergiledi. Daha ilk 10 dakikada işlerin çok kötü gideceği kendini belli etmişti. Tempo düşüktü, ofansif etkinlik bundan önceki üç maç gibi çok yetersizdi. Takım savunması da ciddi arızalar gösterdi. En önemlisi de futbol iyi olmasa da takımın alışılmış topa sahip olma artısı da dün sahaya yansımadı. Yalnızca son 25 dakika rakip baskı altına alınabildi ama bu baskıda da üretkenlik yoktu. Takımın geneline baktığımızda orta sahada adam eksiltme ve driplinglerle mesafe kat etme özellikleri olan Alper, yedek kaldığından işi iyice bırakmış ki, değil bu işleri yapmak, yürüyecek hali yoktu. Zaten ağır bir santrfor olan Webo da maç eksikliğinden hiçbir katkı veremedi. Kuyt kayboldu, Sow fiziki yetersizliğinden etkisizdi. Takımda görevini iyi niyetle yapmaya çalışan ama arkadaşlarından hiçbir destek alamayan tek isim Diego Ribas idi. Fenerbahçe'nin öncelikle iyi çalıştırılmadığı ortada. Fizik kondisyon son derece düşük. Zaten sezon başından bu yana 3 maçta alınan 7 puan da tesadüftü. Çekirge bu defa sıçramadı.
BİLAL KISA'YA TEBRİK
Gelelim Akhisar Belediyespor'a... Sınırlı kadrosuyla takım halinde oynadıkları günümüz futbolunun istediği ilkelere uygun oyun modeliyle hak ettikleri üç puanı aldılar. Öncelikle teknik direktör Mustafa Reşit Akçay'ın taktik planı çok doğruydu. Benim en beğendiğim ön liberolardan Merter, deneyimli Zokora ile birlikte orta sahanın ortasını çok iyi kapattı. Bilal Kısa, hem bunlara yardım etti hem de oyunu yönlendirdi. Kenarlarda da Caner ve Gökhan Gönül için tedbir düşünülmüştü. Usta golcü Gekas önce bir tane kaçırdı ama sonraki iki pozisyonda affetmedi. Bilal'in mükemmel uzun pasları da takdire layıktı.
Gürcan Bilgiç: Gel, beni ye!
Tarif edebileceğimiz veya kolay anlatılacak bir oyunu yoktu Fenerbahçe'nin... Geçmişte hatırladığımız karakterden de uzaktılar, kazanma arzusundan da. Genel bakış içinde oyuncuların performans çizelgesi, bize en doğru analiz imkanını verir. Neredeyse takımın tamamı form ve yeterlilik açısından gerilemedeyse, bu Samandıra ile ilgili bir problemin habercisidir. İkili mücadelelerde bir omuz darbesi düşmeye yetiyorsa, pas tercihlerinde risk almak yoksa veya seçimlerde hatalar çoksa, yine hazırlık aşaması sorgulanır. Akhisar karşısında hem oyun mesafesini kısaltmak isteyip hem de önde baskı uygulamazsanız, bu ikramın karşılığını da alırsınız. Gekas gollerinin benzerleri Akhisar arşivlerinde çokça var. Böylesine iyi paslaşıp, net hücum organizasyonlarına sahip bir ekip karşısında, bu mantık; "gel beni ye" demektir. Trabzonspor, Gaziantep ve Akhisar... Aynı taktikle sahadaydılar. Bu rakipleri aşamadı Kartal'ın talebeleri. Tek gol attılar, o da penaltıdan. İlk ikisinde Emre Belözoğlu'nun komutanlığı vardı ve lider karakter çevresini de oyunun içinde, "hırslı" tuttu. Bu kez komutansız ve fikirsiz de kalmışlardı.
GEÇEN SENE NASIL YAPMIŞLAR
Üst düzey tecrübeli oyuncuların, havayı sezip; sorumluluk almaları gerekirdi. Başta gözüm Diego'nun üstündeydi. Ama topa kendini hep geç gösterdi. Ceza alanı yakınlarında bekledi sürekli. Emre varken doğru ama o boşluğu Alper dolduramadı. Son sözün sahibi olmayınca, ne olacağını bilemeden oynayan bir Fenerbahçe'nin karşısında, ne yapacağını çok iyi bilen ve çok iyi organize bir rakip çıktı ortaya. Yazdığımız gibi üç kopya maç. Tek fark Emre Belözoğlu. O zaman çözüm bulması gereken kişi (!) İsmail Kartal. Ya da oyunculara prim vererek tek başına şampiyon yapan Başkan Aziz Yıldırım... Peki soru var da cevabı ne? Geçen sene nasıl yapmışlar, bu sene neden yapamıyorlar? Cevaplar, sorularda gizli!
Rıdvan Dilmen: Reaksiyon ve başkaldırı
Ligde daha dördüncü maç ama Fenerbahçe takımının lige henüz adapte olmadığını gördük. Akhisar Belediyespor, 2008-2009 sezonunda ikinci ligde oynayan bir takım ama her yıl üzerine koyarak Türkiye'ye örnek olacak bir kulüp haline geldi. İkinci ligden Hamza Hamzaoğlu hocayla Süper Lig'e çıkarlarken takıma da bir ekol yerleştirdiler. Hamza hocayla Süper Lig'de başarılı olduktan sonra Mustafa Reşit Akçay ile yola devam ediyorlar ve 4. haftada lider oldular. Akhisar Belediye'yi içerde, dışarıda pozitif oyunu için kutlayalım ve dünkü maçı kazanmayı hak ettiklerinin altını çizelim. Yunan futbolcu Gekas'ın attığı ilk gole kadar zaten pozisyon üstünlüğü Akhisar'daydı. Golden sonra Fenerbahçe baskısı 7-8 dakika sarı-lacivertlilere birkaç pozisyon getirdi. İşte bu 7-8 dakikalık baskı, Fenerbahçe'nin gelecekle ilgili düşünmesi gereken dakikalardı. O 7-8 dakika geçtiğimiz yıllarda, hele hele geriye düşülen maçlarda iki devrede en az 25-30 dakika sürüyordu. Yani takımın reaksiyonu çok daha sert oluyordu. Omuz omuzalar da, ikinci toplar da hep Fenerbahçe'nin oluyordu ve müthiş bir Fenerbahçe baskısı yaşanıyordu. Dün bunu göremedik. Golün yenmesine rağmen yumuşak bir başkaldırı vardı; o da 7-8 dakika!
DERS ÇIKARMALARI GEREK
İkinci yarıda teknik direktör İsmail Kartal, tüm riskleri aldı ve bütün hücum oyuncularını kullandı. Sow, Dirk Kuyt, Webo, Diego Ribas, Emenike... Ama bu karambol ve panik dışında bir şey getirmedi. Akhisar Belediye geçtiğimiz yıllara göre daha vasat oynamasına rağmen (ki Fenerbahçe için kötü olan bu) bence rahat bir galibiyet elde etti. Akhisar Belediye'nin oyun felsefesi, güçsüz Fenerbahçe'yi yenmeye yetti. Önemli olan bu maçtan ve tempodan İsmail Kartal ve Fenerbahçe'nin ders çıkarması, reaksiyon ve başkaldırışı kaybetmemesidir.
Ahmet Çakar: F.Bahçe'de tuhaf şeyler...
Fenerbahçe'de tuhaf şeyler oluyor. Birden aynı anda hem Emre hem de Volkan sakatlanıp Manisa'ya gitmiyorlar. Sonra Emenike 11'de başlamıyor ama ikinci yarı kurtarıcı olarak sahaya alınıyor. Dün geceki F.Bahçe'ye bakıyoruz, kendi seviyesinin defalarca altında ve futbol adına hiçbir şey ortaya koymayan bir görüntüdeydi.
Bir rivayet Emre'nin Emenike kadroda olduğunu öğrenince (!) Volkan'ın da 11'de başlamayacağını anladığında sakatlandığı şeklinde. Ve bu tablo, F.Bahçe'yi sahada çok olumsuz etkilemişe benziyor. Orta sahada Diego dışında ne yaptığını bilen yok. Alıştığımız kenar beklerin hücumlarının yerinde yeller esiyor. Webo ne havadan ne de yerden var. Sahnede ise mütevazi kadrosu, büyük hocası ve tilki golcüsüyle Akhisar vardı. Gekas deyip geçmeyin! Tip olarak lokantacıya benzese de Türkiye'de pozisyon oyununu en iyi bilen santrfor. İlk golde koşusu ve vuruşu mükemmel. İkinci golde de arka direğe doğru koşuyormuş gibi davranıp, koşuyu yarıda kesip Bekir'den uzaklaşıyor ve golü yapıyor. Kariyerine baktığımızda da Bundesliga'nın gol krallarından. Üstelik Akhisar'ın toplam maliyeti Emenike ile Meireles'in maliyetinin daha altında.
Sonuçta F.Bahçe beklemediği bir yenilgi aldı. Böyle yenilgiler sezon içinde doğal karşılansa da F.Bahçe için bazı şeylerin kaynadığı ya da yanlış gittiğini söyleyebiliriz.
Caner'in hareketlerine bakıyoruz, disiplinsizlik diz boyu. Pekala oyundan atılabilirdi. Diğer oyunculara bakıyoruz sorumluluk ve fedakarlık yok. Ersun Yanal döneminde bunların pek azı yaşanmıştı. Ama şimdi dördüncü haftadan itibaren yaşanıyor.
Deniz Çoban çok yetenekli bir hakem olmasa da dün akşam iyi maç yönetti. Eleştirim; ya Caner üzerinde sert disiplin kuracaktı ya da oyundan atacaktı.
Erman Toroğlu: Fener bağıra bağıra
Yazıyı yazmaya başladığımda dakika 84'tü ve Fenerbahçe 2-0'dan maçı çevirmeye uğraşıyordu. Ama maça bakıyorsunuz çevirir mi diye, mümkün değil. Çünkü Fenerbahçe'de bu maçı çevirecek fizik kapasite de teknik kapasite de yok. Bu dakikalarda bir gol atsalar belki iş farklı boyutlara gelecek. Ama onu bile atamıyorlar. Çünkü Akhisar Belediye çok akıllı oynuyor. Ne yapıyorlar? Kaleciden itibaren topa uzun uzun vurmuyorlar!
Birbirlerine yaklaşıyorlar, garanti pas yapıyorlar. Her pas yapışta Fenerbahçeli futbolcular oyundan düşüyor. Aslında Akhisar Belediye topu çok rahat çevirdikleri için Fenerbahçeli oyuncular sinirleniyorlar. Psikolojik olarak zorlanıyorlar.
Fenerbahçeli futbolcular pres yapmaya kalkıyorlar fakat onu da tek tek yaptıkları için teker teker oyundan düşüyorlar.
Akhisar takımında arka ortada oynayan bir Douglas vardı bir de çok iyi mücadele eden Güray. Diyebilirim ki ikisi de sahada 90 dakika ne yapılacaksa onu yaptılar.
Bakıyorsunuz Bilal sahanın yaşlılarından ama tıkır tıkır oynuyor. Hiçbir ukalalık yapmıyor. Ne futbol ukalalığı ne de centilmenlik adına.
Akhisar yönetimini tebrik etmek lazım. Bu işi iyi götürüyorlar. Akhisar Belediye'yi çok iyi yönetiyorlar. Demek ki bir kulüp akıllı idare edilirse ligde oynayan bir takım rahatlıkla ayakta kalır. Yani paralar kaybolmazsa... Eurolar, dolarlar!
Kaleci Mert'in gollerde yapabileceği bir şey yoktu.
Fenerbahçe'nin bu duruma geleceği 4 haftadır belliydi. Bu mağlubiyet bağıra bağıra "geliyorum" dedi. Böyle gittiği müddetçe de daha iyi olma şansları yok.
Hakem Deniz Çoban 2-0 olana kadar ortadan çaldı. 2-0 olduktan sonra biraz Fenerbahçe'yi itmeye kalktı. Ama onların bu itmeye verecek cevabı yoktu.
3 BÜYÜKTE GEKAS GİBİSİ YOK
İki gol atan Yunan golcü Gekas ne yaptı derseniz o da her zamanki vazifesini yaptı. Büyük takımlarda oynayan santrforları görüyorum bir de Gekas'ı.. Vuruş tekniklerinde hiçbiri Gekas kadar iyi değil. Yani Gekas 3 büyüklerde oynasa, fındık fıstık yer gibi gol atar. Çünkü onlarda topla daha da buluşacak. Gekas'ın attığı birinci gole bakıyorsunuz sanki gol "aydan" geldi. Ve Gekas hayatının belki de en kolay golünü attı. Yunan golcünün ikinci golünde ise topu ona getiren Bruno'nun yaptığı sert ortanın büyük payı vardı.
GÜRKAN ERTAÇ
Kartal ile yürümez
Futbolumuz ölüyor. Kan kaybını maalesef haftalar ilerledikçe biraz daha yükseliyor. Manisa 19 Mayıs Stadı'nda koca Fenerbahçe ile ligin zirvesini sarsan ve geçen hafta lider olan Akhisar'ın maçında rekor seyirci beklerken tam bir hayal kırıklığı yaşadık. Türkiye'ye malolmuş Fenerbahçe'ye sadece 500 seyirci gelmişti. Egeli taraftarlarından Fener'i destekleme sadece 500 kişi gelmişti. Akhisar'dan da yine de kutlamak gerek 2 bin kişi. Akhisar belediyespor'un 1 milyon lira gelir beklediği maça bakar mısınız? Nereye gidiyoruz. Takımlar böyle laçka olunca taraftar da statlardan kopuyor. Fenerbahçe Akhisarspor'u hiç ciddiye almamış anlaşılan. Bir haftadır Gekas'ın golcülüğü konuşuluyor, Yunanlı herkül golü atarken Caner, santra çizgisinde dolaşıyor. Akigolar daha baştan ihtarı çekti. Bilal Kısa'nın 45 metreden nefis şandelinde kaleci Mert topu son anda parmaklarıyla kornere atabildi. Arkasından Gekas'ın bomboş kafa şutu gol olmadı ama bu kolay pozisyonu gol yapamayan Gekas peşpeşe iki golle Fenerbahçe'yi yıkıverdi. Anlaşılan, teknik direktörlük gömleği İsmail Kartal'a bol gelmiş. Ersun Yanal'ın disiplininden kopan sarı-lacivertli futbolcular artık kulübeyi falan dinlemiyor. İki bek Gökhan ve Caner atağa kalkıyor dönemiyor bunun üzerine de büyük tehlikeler yaşıyor. Ben Bilal Kısa ile büyük tantanalarla getirilen Diego Ribas'ı kıyasladım. Diego daha öncelerde gelen Maldonado'nun bir eşi. Sürekli yan pas yapıyor. Şut atmayı, gol atmayı düşünmüyor. Dikine oynamıyor. Bilal kısa ise takımını maestro gibi oynatıyor, gol yollarına sokuyor. hangisi daha değerli? Kartal, İstanbul'da kalan Emre'nin yerine Alper'i oynattı ama o da randuman veremedi. Genç teknik adam ayrıca Emenike'yi de cezalandırmak için de Webo'yu sahaya sürdü. Yani tam bir çorba. Sonuç: Fenerbahçe İsmail kartal ile yürümez.
HALİL KİRAZ
Hedef Avrupa
Akhisar gibi bir ilçe takımının devler arasında Süper Lig liderliğine yükselmesi nasıl bir gurur ve şereftir. Pekçok büyük kent temsilcisinin şimdiden sıkıntı yaşadığı ve "Düşer miyiz ?" endişesini taşıdığı bir dönemde. Akigolar son derece nokta transferlerle kadrolarını korudular, hatta yenilediler. Bay Gol Teofanis Gekas'ın da kaldığı yerden devam etmesi ve ikinci yuvası saydığı Akhisar'ı nefis gollerle galibiyetlere taşıması da ilginç. Gekas'ın yanısıra Bruno ve Douglas da çok iyi oyuncular, takıma kesin katkı yapıyorlar. Bruno zaten ileri geri çalışan bir makina gibi yararlı. Oğuz'dan başlayarak tüm Türk oyuncular da özlenen formlarını sergiliyor. Yeşil-siyahlıların artık temel attıkları ve statlarını yaptıktan sonra, daha da başarılı olacaklarına, en büyük ligde artık kim gelirse gelsin Akhisar'da ayaklarını titretecekler, eminim. Akhisar'ın iki hafta üst üste liderliği koruması ve şampiyon adaylarının başında bulunan Fenerbahçe'yi hakkıyla devirmesi gerçekten alkışlanacak bir sonuç. Mustafa reşit Akçay, son derece akıllı bir taktik vererek Gökhan ve Caner'in boşalttığı alanlara Ahmet Cebe ve Gekas'ı soktu. Akhisar kontro ataklarla harika bir futbol sergileyerek haklı bir galibiyet aldı. Maç boyunca takımlarını yürekten destekleyen Akigoların, "Biz de bilirdik İstanbul takımı tutmayı. Kendimize yakıştıramadık. Doğduğumuz, şehri satmayı" şeklindeki pankartı da anlamlıydı. Helal olsun. Akhisar her maçı ayrı bir potada değerlendirerek, yoluna devam ediyor. İçimizden gelen arzuyu söyleyelim. Akhisar önümüzdeki sezon Avrupa kupalarında neden oynamasın? Bunu başaracak yürek onlarda var. Ben inanıyorum, onlarda inanırsa bu iş olur.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2003 Akhisar Haber