Ne Dersiniz?
Gazeteci yazar Niyazi BANOĞLU ’ nun www.anitkabir.org da aktardığı “Atatürk’e hakaret” olayı ve Atatürk’ün olay karşısındaki yaklaşımı :
Atatürk ‘ e hakaretten sanık olan bir köylü hakkında soruşturma yapılıyordu. Durumu Atatürk’e arz ettiler:
- Mahkemeye veriyoruz, dediler.Size küfür etmiş.
Atatürk sordu:
- Ben ne yapmışım ona? Neden küfür etmiş? Bir araştırın bakalım.
Soruşturma evrakını inceleyenler:
- Sigar kağıdı bulamadığından gazete kağıdı ile sardığı sigarayı yakıp içerken çıkan kokudan dolayı “hay bu pis kokulu kağıtla sarılan sigarayı bize içirenin” diyerek sin-kaflı küfür etmiş, demişler.
Atatürk olayı kendisine aktaran millet vekiline:
- Siz hiç gazete kağıdıyla sarılmış sigara içtiniz mi? diye sormuş.
Millet vekili :
- Hayır, içmedim, diye cevap verince, Atatürk:
- Ben Trablusgarp’tayken içmiştim. Bilirim çok pis kokar.Berbat bir şeydir.Köylü bana az bile küfür etmiş.Siz bunun için köylüyü mahkemeye vereceğinize ona insan gibi sigara içebileceği sigara kağıdı sağlayınız. Köylünün suçu yok. Suç bizde, köylüyü serbest bırakın, der.
Köylü serbest bırakılır.
29 Ekim 1923, 10 Kasım 1938 tarihleri arasında cumhurbaşkanlığı yapan Gazi Mustafa Kemal Atatürk hakkında başka hakaret davaları açılmış mı bilmiyorum. Kendisinden sonra cumhurbaşkanı olmuş olan İsmet İnönü (1938-1950), Celal BAYAR (1950-1960), Cemal Gürsel (1960-1961), Cevdet Sunay(1966-1973), Fahri Korutürk(1973-1980) haklarında hakaret davalarının açılıp açılmadığını da bilmiyorum. Ama 7. cumhurbaşkanı Kenan Evren’e (1982-1989) 340, 8.cumhurbaşkanı Turgut Özal’a (1989-1993) 207, 9. cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e (1993-2000) 158, 10. cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e (2000-2007) 163, 11. cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e (2007-2014) 848, 12. cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a (2014- … ) hakaretten dolayı 44.675 davanın açıldığı adalet bakanlığı kayıtlarında görülmektedir. Yine adalet bakanlığı verilerine göre 2014-2021 tarihleri arasında sayın cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan adına açılan hakaret davalarından 305’ini 18 yaş altı çocuklara açılan davalar oluşturmaktadır.
İnsanlar niçin devletin en üst kademesine gelmiş olanlara sayıları giderek artan oranlarda hakaret ederler?
- Eğitimsizlikten mi?
- Hoş görüsüzlükten mi?
- Empati yapamamaktan mı?
- Geçinememekten mi?
- Haksızlıktan, hukuksuzluktan, adaletsizlikten mi?
- Liyakatsızlıktan mı?
- Ahlaki değerlerin erozyona uğramasından mı?
- Anlayışsızlıktan mı?
- Fırsat eşitliğinin giderek azalmasından mı?
- Sabırsızlıktan mı?
- Şükürsüzlükten mi?
- Hırsımızdan mı?
- Hıncımızdan mı?
- İhtirasımızdan mı?
- Yoksullukların, yolsuzlukların, yasakların giderek artmasından mı?
- Bizden sizdenciliğimizden mi?
- Bencilliğimizden mi?
- Peşin hükümcülüğümüzden mi?
Ben bilemedim.Siz ne dersiniz?
Ne dersiniz? Şu Erzurum türküsünün dediği gibi :
“Bir dağ ne kadar ulu olsa,
Bir kenarı yol olur.
Buna bayram günü derler,
Dosta düşman bir olur.”
Olamaz mıyız? Neden hakaret ediyoruz bilemedim veya nedenler arasında seçim yapamadım ama sorunları aşmada bir yolumuzun olduğuna, düşmanlıkların helalaşmayla, kaynaşmayla, dayanışmayla yok olup gideceğine inanıyorum. Yeter ki nefret değil, nezaket diliyle birbirimize yaklaşalım.Öyle değil mi? Yaparız değil mi?