Tv izlerken telefon çaldı, bir küçük partinin emekli asker başkanının adı verilerek bir miting hakkında bilgi verildi. Vatan sözkonusu diyerek de toplantının öneminin telefonda altı çizildi. Benim aklıma da vatan deyince döner kavşaklar geliyor son günlerde.
Nedense döner kavşaklarla aramız fazla iyi değil. Her gördüğümde korkuyorum. Ülkemize has döner kavşak kuralları var. Bizi de bağlayan uluslararası kuralın ise karayolları başta olmak üzere fazla sürücümüz farkında değil anlaşılan.
Bir döner kavşak merakı var orası kesin. Yuvarlağa ve işleri yuvarlamaya meraklıyız alimallah!
Normal kavşakta kural belli sağdan gelenin yol hakkı vardır. Eğer yolver anlamına gelen ters üçgen tabela yok ise. Veya çalışan ışıklar veya bir trafik polisi yol hakkını o kavşakta düzenlemiyorsa. Bizde ise iki ayrı kural ayni zamanda geçerli.
EK 1: Tonaj kanunu : kimin aracı daha büyük ise yol hakkı onundur.
EK 2: Anayol babayol kanunu: kavşağa giren daha geniş olan yolun yol hakkı vardır. Bunlar yani bu EK kanunlar tabii hukuken bağlayıcı kurallar değil sadece bizim zihnimizde olan kanunlar ama geçerlidirler çünkü ulusal YERSE alışkanlığının bir parçasıdırlar.
Bir normal DÖNER kavşakta kanunlar nasıl? Basit, kavşağın içinde olanın yol hakkı vardır. Ki trafik dönmeye devam edebilsin.
Bizde ise döner kavşak isminden dolayı olsa bazen aşure bazen pasta veya sosis kavşak muamelesi görür.
Bu kavşaklarda bilhassa Alamancılar olarak ta bilinen gurbetçi vatandaşlarımız tehlike barındıran rahatsız edici unsurlar olarak huzur bozucu görevler üstlenmektedirler. Bir kısmı ukalalıktan bir kısmı da sanıyorum satılmış olduklarından. Yabancı güçlerin ülke huzurunu bozmak üzere bu unsurlara para verdikleri artık bilinen bir gerçek. Size iki satır sonra bu gerçeği ayrıca ispat edeceğim değerli okuyucum. Mesela en başta Almanlar bu konuda – belgelerle sabit suçlu! Satılmış tatlısu aydınları İzmirli yazar Uğur Belger’in sevdiği bir deyimdir STSA olarak kısaltır. İşte açıklama: inanmayanın alnını karışlarım ulan, elin keferesi orada 20 -30 -40 yıl çalışan emekçiye maaş veriyor ve ülkemizdeki sanıyorum en azından trafik huzurunu bozmak üzere onları buraya yolluyorlar. Her vatanseverin burada çok dikkatli olması gerek. Damarlarımızdaki asil kanımız bu trafik kuralları ile sulanıyor, uyanık olmalıyız. Bu vatandaşlar tonaj kanunu ve anayol babayol kanunu yokmuş gibi davranarak yaşamsal tehlike oluşturuyorlar.
Döner kavşakları bolca yapmaya meraklıyız. Urla’da adım başı döner kavşak var ve adım başı kavram kargaşası ve kültür şoku. Eski İzmir Çeşme yolunda da habire döner kavşak. Kafa karıştırmak için birebir bir yöntem.
Normal kavşak yapsa necip yol yapıcılarımız ve dörtköşe sarı ve ters üçgen levhalar koysalar işler basitleşecek, daha da ucuz olacak ama basitlik bizi rahatlığa sevkeder, biz Türkler uyanık olmak zorundayız.
Akhisar’da bir dostum bir müşterek dostumuzdan bahsederken “Adam doğrucu Davut, trafik ışıklarında kırmızı yanınca hep duruyor aracıyla” dedi. Ben boş bulunup sordum: “Sen nasıl davranıyorsun?” diye. “Araç ve trafik polisi yoksa kırmızı lamba beni durduramaz!” dedi. Tabii haklı olarak tonaj kanunu içselleştirmiş olduğundan yayaları, bisiklet sürücülerini ve motosiklet sürücülerini trafiğin bir parçası olarak görmüyordu.
Ne kadar köfte o kadar ekmek! Adamın bir araba alacak parası yoksa trafiğe çıkmasın!