Oryantiringin MHK Başkanı Akhisarlı, biliyor musunuz?
Türkiye Oryantiring Federasyonunda değişim rüzgârlarının esmeye başladığını şimdiden fark etmek olanaksız olabilir ama ilerleyen günlerde bu spor branşının sportif başarı, ulusal, uluslararası, kulüp organizasyonları, artacak kulüp ve lisanslı sporcu sayısı ile mutlaka göreceksiniz. O zaman da “Demek bu işler başarılıyormuş” diyebileceksiniz.
Geçmişi asla yargılamıyoruz.
Herkes görevde olduğu dönemlerde kendince başarılı işler yaptı.
Albert Einstein’in “Düşünmek ve söylemek kolay, fakat yaşamak, hele başarı ile sonuçlandırmak çok zordur” sözünü siz sonunda söyletebiliyor musunuz?
İşte bütün mesele bu!..
Bunun için de, başkan Atilla Güler’in zoru başarmak için kollarını sıvadığı bir gerçek!
3 yıldır yapılmayan Kayakla Oryantiring Şampiyonasını yeniden başlatan ve Bolu Gerede’de Kayakla Oryantiring Şampiyonası’nın 1. Ayağını başarıyla gerçekleştiren TOF, 2. Yarışmalar için 1-2 Şubat tarihi ve Refahiye/Erzincan’ı açıkladı.
Uluslararası Oryantiring Federasyonu Toplantısı’na İstanbul’da geniş bir katılımla ev sahipliği yapan TOF, Mersin’deki Türkiye Oryantiring (Koşarak) Şampiyonası’nın ilk ayağından yüzünün akıyla çıktı.
Türkiye Şampiyonası’nın 2. Ayağı bugün Aydın’da başlayacak. İlk yarış Orta Mesafede tarihi Nysa Antik Kenti’nde yapılacak.
Bir taşta iki kuş vurmak buna denir.
Hem spor yapacaksınız, hem de tarih ile iç içe olacaksınız…
Tanıtım için harika değil mi?
Türkiye’nin dört bir yanından gelecek yönetici, antrenör, hakem, haritacı, sporcu ile bine yakın insan spor, doğa ve tarih ile iç içe olacak…
İkinci yarış da bir gün sonra yani yarın Yenipazar kent merkezinde.
O gün de Yenipazar halkı, oryantiring sporuna gönül verenlerini alkışlayacak… Belki de yarışların getireceği heyecan ile Yenipazar’da takım da kurulacak…
Türkiye’nin dört bir yanına sporu yayma ancak böyle olur.
Ne yazık, oryantiring sporuna sporseverlerimiz bir hayli uzak. Gözleri futboldan başka karşılaşma görmeyen, kulaklarındaki futbol tezahüratlarının gürültüsü ağızlarıyla tekrarlayan, kalbine üç büyüklerin sevgisi aşılanan ve spor dendiğinde de futbolu anımsayanlar… Artık, Türkiye’de diğer branşlarda da çok güzel işlere imza atıldığından haberdar olsunlar…
Bostanlıspor’un oryantiringde Türkiye Şampiyonluğunu kazandığını medyadan öğrenen Karşıyakalı “tebrik ederim. Ancak bu spor nedir bilmiyorum?” dediğinde elbette şaşırmadım. İlk kez değil, defalarca aynı sorunun muhatabı olduğumdan artık alışmıştım. Dilim döndüğünce anlattım…
Şimdi Karşıyakalılar da oryantiringin ne olduğunu Bostanlıspor sayesinde öğrendi… İzmir de bundan nasibini aldı.
Oryantiring nedir?
Bir kez daha yazma ihtiyacı hissediyorum.
Oryantiring (yön bulma, orienteering, kısaca OL), harita yardımı ile yön bulmayı içeren, zamana karşı yapılan bir spor dalıdır. Farklı arazi koşullarında yapılabilse de, genellikle ormanlık arazide yapılması tercih edilmektedir. Son dönemlerde şehir için yarışları da ilgi görmeye başlayınca programa alınmıştır.
Başlangıçta kara askeri yön bulma talimleri olarak ortaya çıkan oryantiringin günümüzde birçok türü olup, bunlardan en eskisi ve en bilineni koşu (koşarak) oryantiringidir. Uluslararası Oryantiring Federasyonu'nun organize ettiği koşarak (Foot Orienteering), kayakla (Ski Orienteering), dağ bisikletiyle (Mountain Bike Orienteering) ve elle kullanılan özürlü arabasıyla (Trail Orienteering) yapılan türleri bulunmaktadır. Patika (Bedensel Engelliler) oryantiring bilgi ve tecrübe durumuna göre Elit, Pre A, Pre B gibi kategoriler olabilir. Ayrıca sağlıklı çocuklara ve bireylere yönelik patika oryantiring yapılmaktadır.
Oryantiring kelimesi, İngilizce orienteering kelimesi aracılığıyla, İsveççe orientering kelimesinden dilimize geçmiş olup, oryantiringin tarihi 19. yüzyılda İsveç'e dayanmaktadır. Orientering kelimesi ilk kez 1886 yılında İsveç Karlberg Askeri Akademisi'nde bilinmeyen bir araziyi harita ve pusula yardımıyla geçmek anlamında kullanılmış, ilk resmî faaliyet 1918'de İsveç'te Albay Ernst Killander tarafından yapıldığı bilinmektedir.
O tarihten sonra ilgi hızla artan, ülkedeki en yaygın sporlardan biri halini alan oryantiringin bilinen ilk sivil yarışması da 1897 yılında Tjalve Spor Kulübü tarafından Norveç'te, Norveç hâlâ İsveç Birliği'nin bir parçasıyken düzenlendiği, 19,5 km'lik parkuru yarışmanın birincisi bir saat kırk yedi dakikada tamamladığı yazılmaktadır.
Dünyada böyle de, Türkiye'de durum nedir?
Ona da bakalım.
Türkiye'de oryantiring, 1970'lerden beri silahlı kuvvetlere bağlı kurumlar ve diğer kamu kurumları bünyesinde yapılmakta.
1999 yılında İstanbul ve Ankara'da halka açık oryantiring grupları kurulduğu ve faaliyete geçtiği bilinmekte.
Türkiye'de resmî örgütlenme çalışması 2001 yılında başladı. 2002 yılında Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Dağcılık Federasyonu'na bağlı Oryantiring Asbaşkanlığı kuruldu. Asbaşkanlık 2004 yılında İzcilik Federasyonu'na bağlandı.
2006 yılında Oryantiring Federasyonu kurulması kararı alındı ve 28 Mart 2006 tarihinde İzcilik Federasyonu'nundan ayrılan Oryantiring, 19 Haziran 2006 tarihinde Türkiye Oryantiring Federasyonu olarak faaliyetlerine devam etti. 2007 yılının mart ayında birinci genel kurulunu yaparak özerk federasyon oldu.
Türkiye'deki en önemli oryantiring faaliyeti, uluslararası katılıma sahne olan İstanbul 5 Gün yarışmalarıdır.
Oryantiring de sporcular kendilerine verilen yarışma bölgesinin haritasında belirtilmiş hedeflere sırasıyla ve en kısa sürede ulaşmaya çalışırlar. Kontrol noktalarında turuncu-beyaz bayraklar bulunur. Yarışmacılar bayrağın yanındaki zımbayı (Şimdilerde elektronik) ellerindeki fişe basarak kontrol noktasına ulaştıklarını kanıtlarlar. İki hedef arasında hangi yolu izleyeceğine yarışmacı kendi karar verir. Amaç hedefleri en kısa sürede tamamlamaktır. Tüm hedeflere ulaşamayanlar genellikle diskalifiye edilir. Yarışmacıların birbirini izlememesi için genellikle birkaç dakika arayla çıkış verilir. Yarışmacılar parkur boyunca karşılaşsalar dahi birbirlerini izlemeleri yasaktır.
Oryantiring sporuna gönül verenler gerçekten bu spora da hizmeti bir görev kabul ederler. Şu anda federasyon başkanlığını yürüten Atilla Güler de bunlardan birisidir. Daha önceleri de federasyonun çeşitli kademelerinde yöneticilik yapan başkan Atilla Güler’in bu spora gerçekten emeğini sporun içinde olanlar çok iyi bilir. Sevecenliği, birleştiricilik yanı ve her kesime eşit davranmasıyla takdir toplayan başkan Atilla Güler ile Türkiye’de oryantiring sporunun çağ atlayacağına kesin gözüyle bakanlar oldukça fazla.
Bu spora gönül verenlerden birisi de, beni de sporun içinde çeken Cengiz Altun’dur. Altun Ailesinin neredeyse tamamı Türkiye’nin dört bir yanında oryantiring sporunun hizmetinde. Cengiz Altun sporcu, antrenör, hakem, haritacı ve kulüp başkanı olmanın yanı sıra harika baba ve dede olup çevresinde kim varsa bu sporun içinde sokarak, çocukları ile gelinini de milli takıma kadar yükselmesine vesile olmuştur. Sadece onlar mı? Binlerce gence spor yaptırabilmek için cebinden hatırı sayılır para harcamıştır… Şu anki federasyonu destekleyen Cengiz Altun’dan başkan Atilla Güler’in daha fazla yararlanması, sporumuz ve sporcularımız için bulunmaz bir nimet olacaktır.
Bir de Akhisarlı bir spor adamından söz etmek istiyor ve size soruyorum?
Türkiye Oryantiring Federasyonu MHK (Merkez Hakem Kurulu) Başkanı Akhisarlı biliyor musunuz?
Özgür Morbel bu kişi...
Akhisarlı öğretmen olan ve bu ilçede oryantiring sporunu futbol ve basketboldan sonra 3. Sıraya yerleşmesine neden olan Özgür Morbel’in spora katkıları inanılmaz. Adeta sporlar yatıp kalkan ve mesleği dışındaki tüm saatlerini oryantiringin gelişmesine harcayan, şu anda MHK Başkanlığını yapan Özgür’ün son derece hassas olan görevi başarıyla yerine geçireceğinden de kuşkum yok.
Başkan Atilla Güler’in de kıymet bildiğini belirtenler çoğunlukta. Ancak ben her konuda biraz daha dikkatli olup da, birini değil bir kaçını dinlemesini, sadece yakınlarına kulak kabartmamasını öneririm…
Mevlana Celaleddin Rumi’nin güzel bir sözüdür: “ Kıymet bilmek; kaybedince arkasından ağlamak değil, yanındayken sımsıkı sarılmaktır.”
