Özür dilenmez beyan edilir
“Özür dilemek” tabiri doğru mu kullanıyor?“Özür” veya “mazeret” dilenmez, beyan edilir ya da özrün ve mazeretin kabulü dilenir. Fakat bu yerleşmiş ve klişeleşmiş hatalardandır. "Özür dilemek" ifadesi Türkçe bir ifade değildir. Artık insanların Türkçeyi kaybettiklerine dair bir beyanattır bu. 'Özür dilenmez, beyan edilir'' demişti İsmet Özel. “çünkü özür, dilenecek bir şey değildir”. Şairin yaptığı bu tanımlama aklıma yattığı için “özür dilemek” yerine, “özür beyan etmek” kullanacağım. Aklına yatmayanlar yani hata da ısrar edenler “özür beyan etmek “ olarak kullandığımı “özür dilemek” olarak değiştirebilirler.
“Kusura bakma” ifadesini özür beyanı olarak kullananlar var. Gündelik hayatta farkında olmadan birbiri yerine kullanılıyor. Ben de bu konuyu kafasına takmış kişilerin yazılarını okuyuncaya dek öyle düşünüyordum. Aslında farklıymış. Özür beyan etmek ile kusura bakma adeta ayrı dünyaların insanları gibi farklı görmüşler. Nasıl mı?
“Kusura bakma” başlangıçtır, sonuca ulaşılmazsa “özür beyanı” devreye girer. Özür beyanından kusura bakmaya dönülemiyor. Kusura bakma ifadesi geneldir, hemen hemen herkese “kusura bakma” diyebilirsiniz. “Kusuru bakma geç kaldım” gibi. Oysa özür beyan etmek daha özeldir, israf edilmez. “Özür beyan etmek” emekçidir demişler, özrünüzü taşır ve ilgiliye teslim edermiş. Oysa “kusura bakma” üşengeçmiş suya sabuna dokunmaz, tek tarafa (karşı) borç yüklermiş.“Özür beyan etmek” için duygusaldır, pişmanlığa göz kırpar, bir dilektir, ricadır, denilirken; “kusura bakma” için duygusuzdur, profesyoneldir ve emir kipindedir. demişler. “ Özür beyan etmek” söylendiği andan sonrasını önemser. Onarıcıdır. Onarmak ister. Kusura bakma, anlıktır, sonrasında ne olacağıyla pek ilgilenmez .Siz ya kusura bakarsınız ya da bakmazsınız. demişler. Özür beyan etmek “yaptım ama... yanlıştı.” der. Kusura bakma “yaptım ama...yanlıştı. ama... sen de şey yapma artık yaaa.” der. Özür beyan edilen kişi kendisini değerli hisseder. En azından bunun için mutlu olur. Kusura bakmaması istenilen kişi kendisini değersiz hissetmez, o kadar.
Kafanız iyice karıştı değil mi? Özür beyan etmenin, kusura bakma demenin o kadar basit olmadığını görün istedim. Artık ona göre kullanırsınız..
…
İslam dininde özür beyanı yapılarak “kul hakkı”nın giderilmesi istenir. Helalleşilmeden gelmeyin denir. İçten yapılmış bir özür beyanının mutlaka kabul edilmesi öğütlenir..
Bir de “tevbe etmek” vardır, yaratıcıya olan özür beyanıdır bu. Allahın ancak biz insanlara takdir ettiği bir nasiptir özür beyan etmek. Belki de meleklerden üstün olabileceğimizin sırrı burada saklıdır Çünkü, melekler hiç hata etmedikleri/(edemedikleri) için özür beyan etmeleri gerekmez. Şeytan ise hatasını hata olarak kabul etmediği için özür beyan etmez. Ancak insan, hata eder, hata ettiğini kabul eder, özür beyan eder.
Özür beyan etmemizin rabbimizce hoş görülmesi, çokça hata edelim de çokça özür dileyelim şımarıklığını da beslememeli. Artık olmuş bitmiş günahlardan, omzumuzda pişmanlığını ağır bir taş gibi taşıdığımız hatalarımızdan söz ettiğimizde, hoşnut olunan özürden söz edebiliriz yani, geçmişe doğru özür dileriz.
Geleceğe doğru özürler saklayarak, günahlar planlayamayız. Gelecekte yapmamaya azmetmek, karar kılmak, geçmişe dönük özrümüzün de içtenlik göstergesidir yoksa, rahmete güvenip de günah işlemiş oluruz. Geçmiş günahlarımız için rahmete sığınmalıyız ama rahmete sığınıp gelecek günahlara niyetlenmemeliyiz.
O tövbe etmemizi sever, bize çok merhamet eder.. Rabbimiz bizden günahsızlık beklemiyor, ancak içten özürler bekliyor.Bizi O'ndan uzaklaştıran günahlarımızın çokluğu değil, özrümüzün yokluğudur..
Ne kendimizi masum zannedip O'nun affına muhtaç olmadığımızı sanalım, ne de kendimizi çok günahkâr bilip o'nun affından ümidimizi keselim..
Birine karşı yaptığımız hatamızı gördüğümüzde canımızı acıtsın bu hata, yanalım, pişelim ve bağışlanmak için muhatabımızın gözlerinin içine bakarak özrümüzü beyan edelim… Bakışlarında o pişmanlığı gösteren özür beyanlarını mutlaka kabul edelim… Sevgiyi ve saygıyı böyle koruyalım..