SES "14 Mart'ta Acil Hizmetler Dışında Hizmet Vermeyeceğiz" Dedi
Akhisar: (Kenan MOLLA)
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Akhisar Temsilciliği üyeleri saat 12.30'da Akhisar Devlet Hastanesi Mustafa Kirazoğlu Sağlık Kompleksi Poliklinikler girişi önünde basın açıklaması yaptı. "Sağlık Haktır Satılamaz", "Sağlıkta Ticaret Ölüm Demektir", "Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz", "Hastaneler Halkındır Satılamaz" sloganları altında basın açıklamasını SES Manisa Şube yönetim kurulu üyesi Ali Saraç okudu.
Ali Saraç'ın okuduğu basın açıklamasının tam metni;
14 MART’TA G(Ö)REVDEYİZ TALEPLERİMİZ VE SAĞLIK HAKKI İÇİN BİRLEŞİK MÜCADELEYE..!
AKP Hükümeti döneminde daha da hızlandırılan “Sağlıkta Dönüşüm Programı”na karşı birlikte bir mücadele yürüttük ve bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Yıllardır sağlık ve sosyal hizmeti hak olmaktan çıkaran, ticarileştirerek parayla alınıp-satılan, üzerinden “kar’ elde edilen bir hizmete dönüştüren, çalışanların iş-işyeri güvencesini kaldıran, performansa göre çalıştırarak rekabet ettiren, ağır iş yükü.altına sokan, her türlü şiddetle karşı karşıya getiren bu programa karşı mücadele ettik.
İş ve işyeri Güvencemiz İçin,
* Giderek artan iş yükü ve “Angarya” çalışmaya karşı personel eksikliğinin giderilmesi için,
* “Performans” Yerine Emekliliğe Yansıyan Temel Ücret için,
* Ücretlerimizin Vergi Diliminden Etkilenmemesi İçin,
* Sağlık Çalışanlarına Yönelik Şiddete Karşı,
* Ücretsiz Sağlık Ve Sosyal Hizmet İçin mücadele ettik, taleplerimizi paylaştık.
* Artık; “Sağlıkta Dönüşüm Programı” sağlık ve sosyal hizmet emekçileri için çileye dönüşmüş ve dayanılmaz çalışma koşullarını dayatmış durumdadır.
Şu sıralarda, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nı tamamlayıcı birçok olumsuz düzenleme dayatılmakta, uygulamalarla çalışanlar daha büyük baskılara maruz bırakılmaktadır. Artarda gelen ‘Torba” yasalarla çalışanlar daha da ağılaştırılan çalışma koşullarına mahkum edilmekte, arttırılan katkı-katılım payları ve ilave ücretlerle halkın hizmete erişimi zorlaştırılmaktadır.
Yapılan son düzenlemelerle;
* Öğretim üyelerinin “Tam Gün” düzenlemesi ile özele pazarlanmasından, zorunlu hizmette ayrıca lığa;
* Ruhsatsız sağlık hizmeti sunma adı altında bir suç tanımlayarak hizmeti hapis ve para cezası tehdidi ile yasaklamaktan, sülük-kupa tedavisi gibi bilim dışı alternatif hizmetlerin ruhsatlandırmasına;
* Aile Sağlığı Merkezlerinde görevli sağlık emekçilerine hastanelerin acil servislerinde nöbet tutma zorunluluğundan, tüm sağlık emekçilerine ikamet sınırlaması getirmeye;kadar bir dizi olumsuzlukla karşı karşıya getirildik. Resmi Gazetede henüz yeni yayımlanmış son “Torba” yasa ile de “112 Acil Ambulans Hizmetleri”, acil çağrı merkezlerini tek elde toplama sözde gerekçesiyle, yerel yönetimler ve valiliklere devredilmektedir. Aslında buradaki amaç, bu hizmetin “özelleştirme” için hazırlanmasından başka bir şey değildir. “Sağlıkta Dönüşüm Programı” yürürlüğe girdiği tarihten bu yana sağlık hizmetinin sunumunda ve finansmanında önemli değişiklikler gerçekleşti. Değişikliklerin vatandaşlar açısından olumlu olduğunu söylemekse zor. Asgari ücretin net 846 TL olduğu Türkiye’de, dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 1.121 TL, yoksulluk sınırı 3.554 TL.Sağlık hizmeti ise aylık harcama kalemlerinde önemli bir yer tutuyor. Yapılan bir çalışmaya göre dört kişilik bir ailenin sağlık harcamaları gıda, giyim, konut, ısınma gibi aylık harcamaları arasında yüzde 2 ile dördüncü sırada yer alıyor.Ancak vatandaşların belini asıl büken sağlık hizmetinden yararlanırken ödemek zorunda kaldıkları katkı- katılım payları ve ilave ücretler. Telefonla Randevu alma ücreti, Muayene katılım payı, ilaç katılım payı, reçete ücreti, tetkik farkı ücreti, erken muayene farkı gibi değişik isimlerde aylıklardan kesilen veya eczanelerde tahsil edilen katılım paylarına bir de her ay ödenen Genel Sağlık Sigortası primleri ekleniyor. Her geçen gün hastalık, tedavi ve ilaçlar hizmet kapsamından çıkarılırken, üniversite hastaneleri dahil, özel hastanelere başvuruda ödenen ilave ücret iki katına çıkarılmakta, “Tamamlayıcı Sağlık Sigortası” için ortam hazırlanmaktadır. Oysa adına “reform” “dönüşüm” dedikleri bu program hayata geçirilirken; isteyen istediği hekime gidecek, sağlık hizmetleri daha erişilebilir ve ücretsiz olacak gibi propagandalar yapılmış, bu programın ticarileştirme anlamına geldiğini, sağlık hizmeti için her kademede ücret ödeneceğini ifade eden biz sağlık emekçileri ve örgütlerinin halkı yanılttığı iddia edilmiştir. Tüm Sağlık ve Sosyal hizmet Emekçileri ile birlikte mücadeleyi arttırarak devam edeceğiz... Şimdi yürüttüğümüz bu mücadeleyi daha da büyütme zamanıdır. İş, ücret ve gelecek güvencesi ile iş yeri güvenliği için, nitelikli bir sağlık hizmeti sunumu için, halkın sağlığını korumayı önceleyen bir sağlık sistemi için; 10-14 Mart arası hastamıza yeterli süre (en az 15 dakika) ayıracağız ve 14 Mart 2014 günü Acil Hizmetler dışında hizmet veremeyeceğiz. Tüm emekçileri 14 Mart’a kadar yapacağımız eylemlere/ etkinliklere katılmaya ve 14 Mart günü taleplerimiz için alanlarda, omuz omuza G(ö)rev’ de olmaya, davet ediyor, halkı yanımızda olmaya çağırıyoruz. Bize katılın, destekleyin, nitelikli-ücretsiz sağlık hizmeti için katkı-katılım payı ve ilave ücretleri sıfırlayalım, değiştirelim...!
Mücadelemiz insanca Bir Yaşam, Nitelikli Bir Sağlık Hizmeti Sunabilmek içindir.