Soma iddianamesi Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi
Haber Merkezi
Manisa (Cihan)- Manisa’nın Soma ilçesinde 301 madencinin şehit olduğu kaybettiği faciayla ilgili daha önce hazırlanan ancak eksiklikler olduğu gerekçesiyle iade edilen iddianame tamamlanarak, yeniden Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
Manisa Barosu eski Başkanı Zeynel Balkız, Soma iddianamesindeki eksikliklerin tamamlanarak Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’ne dün itibariyle sunulduğunu açıkladı. Balkız ayrıca Soma Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yeni iddianamenin dün itibariyle mahkemeye sunulduğunu, mahkemenin 15 gün içinde inceleyerek karar vermesi gerektiğini ifade etti. Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nin iddianameyi kabul etmesini beklediklerini kaydeden Balkız, bu kararın da 3 veya 4 Mart 2015 tarihlerinde açıklanabileceğini söyledi.
Manisa Adliyesi önünde basın açıklaması düzenleyen Balkız, “Soma maden kazası iddianamesi, Ağır Ceza Mahkemesi Akhisar Başkanlığı’na verildi. İddianame, eksiklikleri tamamlanarak dün itibariyle Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’ne verilmiştir. Hem önceki iddianame hem de yeni hazırlanan iddianame birlikte değerlendirildiğinde, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nin itiraz nedenlerinin bu iddianamede karşılandığını görüyoruz. Bizim de görüşümüz, bu hazırlanan iddianamenin kabul edileceği yönündedir.” dedi. Kapsam itibariyle 100 sayfalık önceki yerine 230 sayfalık yeni iddianame haline geldiğini belirten Balkız, “İddianamenin kapsamının genişletilmiş olmasının asıl sebebi, önceki iade gerekçelerinde sayıldığı gibi her bir sanığın, şirketteki veya maden ocağındaki görevinin ayrı ayrı belirtilmesi ve bu görevler nedeniyle hangi sebeplerle suçlandıklarının iddianamede yer alması için olaylar, raporlar, daha teknik ve daha geniş anlamda irdelenmiş ve bunların iddianamede müzakeresi yapılmıştır.” diye konuştu.
Maden kazasından yaralı olarak kurtulan 161 maden işçisinin yaralılık dereceleri ve raporlarıyla ilgili kati raporların alındığını da aktaran Balkız, “Bu kapsamda da iddianamede ceza bakımından bir değişikliğe gidilmiştir. Alınan raporlarda, 120 yaralımızın hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandıkları adli rapor ile sabittir. 42 yaralımız ise o telaşla o gün için raporları alınmadığı ve sonradan da alınan adli tıp raporlarında kaza anında hangi derecelerde yaralandıkları tespit edilememiştir. Savcılarımızın iddianamedeki mütaalasında, bu 42 maden işçisinin de diğer ağır yaralanan işçilerimiz gibi yaralanmış oldukları ve aynı statüye tâbi oldukları değerlendirilerek, toplam 162 madencimizin bu kazadan dolayı sağ kurtulmasına rağmen hayati tehlike geçirecek şekilde ağır yaralandıkları ve bu suçla ilgili cezalandırma istendiği açıkça ortadadır. Yeni iddianamenin bir farkı da budur.” şeklinde konuştu.
Zeynel Balkız, iddianamenin eskisinden en önemli farkı olarak ise şunları söyledi: “Önceki iddianamede suçlular, üç farklı kategoriye ayrılmışlardı. Olası kast nedeniyle önce müebbet hapis, sonra 20 yıldan 25 yıla kadar ağır hapis cezasıyla cezalandırılmaları isteniyordu ama bu şirketin sekiz üst düzey yöneticisinin her bir ölüm vakası için 301 kez aynı ceza ile cezalandırılması gerekiyordu. Bu iddianamede aynı ceza istemi korunmuş. Sekiz şirket yöneticisinin dışındaki 9 numaradan 45 numaraya kadar kalan şüphelilerin hepsi için bilinçli taksir suçundan cezalandırılmaları isteniyor. Yani bu iddianamede şüpheliler, iki temel ayrıma tâbi tutulmuşlardır sorumlulukları bakımından. Sekiz kişinin, müebbet hapis cezası yerine 20 yıl hapis cezası ile cezalandırılmaları isteniyor. Geri kalan 37 kişi ise bilinçli taksir suçundan, çok sayıda kişinin ölümüne neden olmaktan dolayı 24 ay temel cezaya, yani 2 ay temel cezaya üçte bir arttırım getiren 32 aylık bir cezayla cezalandırılmaları isteniyor. Burada bir kısım şüpheliler için ceza arttırılmış gibi görünüyor ama bizim bu iddianameye savunma olarak bakışımızı sorarsanız, bu sekiz kişinin dışındaki şüpheliler için istenen ceza azdır. Bunlar bilinçli taksir suçundan suçlanmamalılar. Bunlar TCK’nın 83. maddesinin 3. fıkrasında adlandırılan, ‘Tehlikeyi, eksikliği ve kusurlu davranışları bildikleri ve gördükleri halde bu davranışlarını sürdürerek ölüme sebep olma’ maddesi gereğince kasten öldürmenin ihmalî davranışla gerçekleştirilmesi nedeniyle 15 yıldan 20 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları istenmeliydi. Bu nedenle iddianamenin, ilk sekiz kişi dışındaki suçlamasını ve hazırlanmasını yetersiz bulduğumuzu ifade etmek isterim. Sanıkların ayrı ayrı sorumlulukları, kusur dereceleri ayrı ayrı bildirilmekle beraber biz savunma makamı olarak eksik buluyoruz. İlk sekiz kişinin, 301 maden şehidimizin şehadetinden dolayı 301 kez ayrı ayrı cezalandırılmaları istenirken bu sekiz kişinin dışındaki kişiler sadece bir kez hata ve kusurlarıyla, yani bilinçli taksirleriyle birden fazla kişinin ölümüne sebep olmak nedeniyle bir kez cezalandırılmaları isteniyor. Bunun adil bir yargılama olacağına inanmıyoruz. Bu istenilen ceza, 3 yıllık erteleme cezasının sınırları içinde kaldığından bugün tutuklu bulunan sekiz kişinin dışında hiçbirinin kamu vicdanını rahatlatacak bir şekilde cezalandırılmayacağını bile söyleyebiliriz. Bu bakımdan benim istediğim, TCK’nın 83/3. maddesinin 3. fıkrasının mahkeme safhasında bu şüphelilerden ek savunma alınarak, mahkeme yönüyle iddianamedeki ceza isteminin değiştirilmesi ve ağırlaştırılması hususunu mahkemenin takdirine sunuyoruz.”
Açıklamasının son kısmında, yine iddianamede yer almayan kamu görevlileriyle ilgili konuşan Balkız, “İddianamenin eksik kalan kısmı, burada kamu görevlisi sıfatındaki müfettişlerin iddianamede yer almadığı hususudur. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na çok açık bir çağrıda bulunuyorum. 301 şehide ve 162 yaralıya kim sebep olmuş ise suçluların, kabahatlilerin cezalandırılması için bunlarla ilgili derhal soruşturma izni verilmeli. Onlar da bu iddianameye dahil olarak kamuoyunun vicdanını rahatlatacak şekilde adil bir yargılama başlamalıdır. Bu kamu görevlilerinin yargılanmaları, bir bakanın iki dudağı arasında olmamalıdır. Hukuk devleti içerisinde adalet bekliyoruz.” diye konuştu. Cihan