Spil Dağı Atlar ve Yeni Tesisler
Akhisarda 42 derece iken sıcaktan kaçayım dedim. Blogumda Spil dağındaki serinliği ve tesisleri övmüştüm. Bu sefer de yereyim. Bir gece kalalım dedik. Epeydir çadırda gecelememiştim. Çok modern ve kuruluşu kolay, hesaplı çadırlar var. Bir tane alıp dağa çıktık. Ve anlaşılan ağustos ayının ilk gecesi dağda tek çadır bizimki idi.
Günü birlik kalanlar var. Arabaların arkasında geceleyenler. Gündüz epeyce kalabalık idi.
Akşam yemekten sonra son bir kalabalık geldi ve gece 11 civarı çok az insan kaldı dağda.
Gece serin,doğa muhteşem ama ben bir daha yazın gitmem. Bir kaç neden ile:
1)
2)
3)
Gürültü anlaşılan kültürümüzün epeyce bir süre daha bir parçası. Gelen çocuklar bağrış çağrış. Yemek yiyenler bağırarak iletişim içindeler. İkindi olunca hoparlörlerden bir ezan okundu “Hasbinallah venimel vekil” diye düşündüm. Yatsı ezanı da hoparlörden, sonra Allahtan, dualarım kabul edilmiş ki sabah ezanını okumadı müezzin, ya uyuyakaldı, ya da Manisa’ya dönmüştü. Dağı sabah sessizliğinde idrak edebildik. Ya’hu yaradana dağın zirvesinden daha yakın olduğun yer var mı? Neden hoparlör?
Araç kullanırken bol korna çalmak ayni şey. Bizde kırsalda villa yapanda da ayni yaklaşım var maalesef. İlk iş o kadar çok ışık yakmak ki yıldızları göreme. O zaman neden doğada yaşamak istersin ki? İkinci iş ise büyük hoparlörlerle müzik yapmak. Halbuki doğada fısıldayarak huşu içinde konuşmak gerek ki doğanın farkına, tadına varabilesin.
Pislik deyince, emekli edilen atlar doğaya bırakılmış epeydir Spil dağında. Demografileri ne oranda kaydediliyor merak ediyorum. Herhalde edilmiyordur. Benim yıllar içinde gözlemlediğim sayılarının arttığı. Her yerde at pisliği. Gece çadırın 20 metre ötesinde pisliyorlar. Yani Camarque daki yaban atları falan ile ilgisi yok durumun. Durum biraz sokak kedi ve köpeklerinin atçası haline dönüşme halinde.
Bolca at sineği var ve zirveye daha çok insan gelecek ise, ki öyle planlanmış- bu at pisliklerini de toplayan insanlar gerekecek. Gübre bol olunca at sineği de bol. Eh ormandaki sinekler, atların sinekleri ne eksik? Sivrisinekler! Onların doğal ortamı da yaratılmış. Nasıl mı? Piknik alanında yeraltı sulaması döşenerek. Bu beş- altı yerde patlamış ve dağın tepesinde birkaç yüzer metrekarelik beş altı bataklık oluşmuş. Sivriler de keyif yapıyorlar. Tabii ben yaratılanı yaratandan dolayı severim, dolayısı ile sinekleri de, de bu kadar içi içe olmak şart mı diye de düşündüm. Orman müdürü var, Belediye şirket kurmuş ve dağı kiralamış onların yetkilileri var, eh Jandarmanın komutanı var, tüm bu necip amirler sulama fıskiyelerinin tamiri gereğini akıl edememişler mi?
İlk çıkışta temiz pak gibi görülen zirve bir gece kalınca farklı algılanıyor. Kamyonlarca Bergama graniti alınıp döşenmiş yollara. Güzel de, yürüyüş için toprak yol yok. Eğer orman mühendislerine bu yürüyüş yolunun toprak olması ve işaretlendirilip parkurlar halinde halka sunulması gereği öğretilmiyorsa niçin bu denli çok olan doğa sporları ve yürüyüş kulübünden yardım alınmaz? Bitki türleri tabelalar ile halka tanıtılmaz? Bir de kışın kar yağınca yeni binaları denerim ama sistemli bir çalışma görememek doğrusu üzücü bir deneyim oldu. İzmir’e, Akhisar’a yakın yakın olmasına da, dağ keyfi bu değil.