• BIST 9890.76
  • Altın 3022.415
  • Dolar 35.3563
  • Euro 36.5457
  • Manisa 9 °C
  • İzmir 11 °C
  • Mazot ve Gübre Desteği İcmal Listeleri Askıya Çıkarıldı
  • Yeni Yöntem Bursluluk Sınav Sonuçları Açıklandı
  • Bu Fotoğrafta 3 Kişiyiz Adlı Eğitim
  • 2024 Yılı Yem Bitkileri Desteği Duyurusu
  • Merkez Radikal Kurs Bursluluk Sınavı 11-12 Ocak’ta
  • Erkek Beden İşçisi Aranıyor
  • Özel Şefkat Ortaokulunda Bursluluk Sınavı
  • Akhisar Kuzey Ege Özel Öğretim Kursu Bursluluk Sınavı
  • İkinci el saç ve sandaviç panel bulunur

Tatlı telaş

Mahmut Tolon

Tatlı telaş

Söz gümüş ise sükut altındır denir. Daha da ötesi derler ki : kırık plak gibi gerçekleri her dürüst insan söyleyebilir akıllı insanın  yapması  gereken: gerektiği  zaman düzgün üslub ile gerçeği söylemek diye de düşünülür.

Yani :Taşı gediğine koymak.

Ayni fikirde değilim.

Taşı gediğine koyacak adeleyi geliştirmek için ayni bir halterci misali devamlı taş kaldırmak gerekir. Sonra şampiyona anında gereken adele gücü olmayabilir mecazi anlamda devamlı çalışılmazsa. Bu fikir takibi esnasında bazen istemeden de olsa bir fikri oluşsun istediklerinizi rahatsız edebilirsiniz. Rende yapılan yerde yonga düşer diyebilecek kararlılık gerekebilir. Kavgadan şahsi itiş kakıştan kaçınıp, fikri tekrar tekrar söylemek gerek.

Ayrıca şiddet uygulanmadığı sürece, zamanı da süreci de  tekrarlarla  etkileyebiliriz. Tekrar zaten öğrenmenin, yol oluşturmanın da  esası değil mi? Tekrar inanç sistemlerinin de temeli değil mi?

Damlaya damlaya göl olur : işte geçerli kalan bir atasözü!

Bazı gerçekleri örneğin nüfus ve evrim  hep söylemek zorundayız. Yoksa söyleme kapasitemizi de cesaretimizi de yitirebiliriz. Nüfus ve evrim çünkü birini anlamadan diğerini anlamak mümkün değil. Bir iyi haber: kadınlar, yani türümüzün yarısı  hele kendileri çocuk doğurup büyütünce evrimi çok daha kolay anlıyabiliyorlar, eh çiftçiler ve  köylüler de, karamsar olmaya gerek yok.

Tür olarak sonsuz süremiz yok bu gezegende. Ha baba, de baba  bazen bazı insanları kırmayı da göze alarak, şahsi  çıkarımıza olmasa da en azından çevresel gerçekleri can havliyle  anlatmak zorundayız. Yoksa cesaretimizi yitirebiliriz.

Ne demiş atalarımız? Yoksa onlar diyememişler de biz mi böyle demeliyiz? Acul, kaba  türü yakıştırmalardan çekinmeden.

Bekleyen derviş muradına eremeden gebermiş.

Ve rende yapılan yerde yonga düşer.

Bu yazı toplam 2141 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
REKLAM ALANI
  • Amerikan Kültür Dil Kursu
  • Amerikan Kültür Dil Kursu
  • Kuzey Ege Kurs
  • Kuzey Ege Kurs
1/20
Başlangıç Tarihi
Başlangıç Tarihi
Tüm Hakları Saklıdır © 2003 Akhisar Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.