Türk Eğitim-Sen’den 17. Yıl Sonu Etkinliği
Haber Merkezi
Türk Eğitim -Sen Akhisar İlçe temsilciliği dün akşam yeni hizmete başlayan ÜTOPİA düğün salonlarında 17. Yılını kutladı.
17. Geleneksel yıl sonu yemeğine çok sayıda üye ve ailesinin yanı sıra MHP ilçe yönetim kurulu üyeleri, MHP belediye meclis üyeleri, Türk Eğitim-Sen Manisa Şube Başkan ve yönetim kurulu üyeleri Kırkağaç, Gölmarmara ve Yunusemre ilçe temsilcileri, Türk Büro Sen Akhisar Temsilcisi ve 2 emekli olan İsmail İbaş ve Özden Sutiçer katıldılar.
Fevzi Keskinoğlu Anadolu Lisesi Edebiyat öğretmeni Ulaş Coğuplugil’in sunuculuk yaptığı gecede İlçe temsilcisi Cihan Küçükaydın ve Türk Eğitim-Sen Manisa Şube Başkanı Kadir Recep Varlıkı birer konuşma yaptılar. Gecede İsmail İbaş ve Özden Sutiçer ile 20 Ekim 2013 günü 4.olağan kongre döneminde ilçe temsilciliği görevi yapan Ercan Yaşar İle Yönetim kurulu üyeleri Dilek Cangür, Bahri Kulakçı ve Turgut Yavuzer’e plaket verildi.
Gecenin anlam ve önemini belirten konuşmada Cihan Küçükaydın şunları kaydetti; “Şube Başkanım, Değerli İlçe Temsilcisi arkadaşlarım, Şube ve İlçe Yönetim Kurulu Üyesi arkadaşlarım, Milliyetçi Hareket Partisi’nin Değerli Başkanı ,Yönetim Kurulu Üyeleri ,Çok Değerli Belediye Meclis Üyeleri, Değerli Basın Mensupları,çok muhterem misafirlerimiz , değerli üye arkadaşlarım Geleneksel 17. yıl sonu yemeğimize hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.
Eğitim çalışanları olarak yardımcı hizmetler sınıfındaki arkadaşlarımızdan en üst kademedeki yöneticilerimize kadar yorucu ve uzun bir eğitim öğretim yılını bitirmiş bulunuyoruz 17 yıldan ben gelenekselleşmiş olan yıl sonu yemeğimizde birlikte olduğumuz bu günde 2013 yılında emekliye ayrılmış olan iki değerli öğretmenime huzurlarınızda birer vereceğiz. Böylesi güzel ve anlamlı günde bizleri yalnız bırakmadığınız için hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim.
Her dönemin adamı değil her dönem adam olmayı kendisine şiar edinmiş Onurlu duruşun adı, hak mücadelesinin ve memurun gür sesinin adresi Türk Eğitim-Sen’in değerli üyeleri sendika olarak sizinle bir kişi daha güçlendik diyerek yola çıktık ve her yıl sayımıza sayılar katarak büyüyerek yolumuza devam ediyoruz.
Biz Türk Eğitim-Sen olarak kurulduğumuz 18 Haziran 1992 yılından bu güne kadar geçen 22 yıllık mücadele sürecinde duruşumuzu hükümetlerin yanında, himayesinde ve korumasında değil üyelerimizin menfaat ve çıkarları doğrultusunda üyelerimizin haklarının savunulması ve korunması için üyelerimizin yanında bir duruş sergiledik. Biz gücümüzü üyelerimizden alıyoruz. Onun içindir ki Sendikamızın kurulduğu günden bu güne kadar ki en temel ilkelerinden biri “haklar ve görevler bütünlüğü ahlakı” felsefesidir. Buna göre: Bizlerin çok yüce ve dokunulamaz, herkesin saygı göstermesi gereken haklarımız -vardır; ama aynı zamanda ailemize, akrabalarımıza, komşularımıza olduğu gibi, toplumumuzun bütününe karşı da çok ve dokunulamaz, mutlaka saygı göstermemiz gereken görevlerimiz de vardır: Her çalışanın “hakkını” tam olarak talep edebilmesi için “görevini” tam olarak yerine getirmesi bu ilkenin kaçınılamaz ve zorunlu bir sonucudur.
Türk Eğitim-Sen, yine bu ahlak anlayışının kaçınılmaz ve zorunlu bir sonucu olarak, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü, bağımsızlık ve özgürlüğünü korumayı ve her türlü bölücü ve yıkıcı faaliyetlerin karşısında kaya gibi dimdik durmayı da bütün görevlerin üstünde en kutsal görev olarak kabul etmektedir. Bunun içindir ki; “Türkiye Sevdamız; Ekmek için kavgamız” ve “Bizim ilkemiz; Önce ülkemiz” söylemleri Sloganlaşmıştır.
İşte tam da bunun içindir ki “ Vatan ve Bayrak” kavramları bizim için ayrı bir önem arz etmektedir. Biz vatan için yaşamak kadar vatan için ölmenin ve şahadetin anlamını çok iyi biliriz. Geçtiğimiz günlerde PKKlı teröristler Diyarbakır’ın Lice ilçesindeki 2. Hava Kuvveti Komutanlığı’nda asılı bulunan Türk bayrağını indirmişlerdir. Hemen takip eden günlerde Musul konsolosluğumuz IŞİD adı verilen teröristlerce işgal edilmiş ve bizim toprağımız olan alandaki bayrağımız gönderden indirilmiştir.
Bayrak, bir milletin varlığının ve bağımsızlığının sembolü, tarihinin hatırasıdır. Bayrağın değeri, yapıldığı kumaşla değil, dalgalanması için ödenen bedelle ölçülür. Türk bayrağı dışında rengini, milletinin kanından almış başka bir bayrak yoktur. Askeri olarak bayrak ve sancağına hakaret edilmesine göz yummak, en büyük milli şerefsizlik olarak kabul edilmiş, tarihte bayrağa hakaret, padişaha ve devlete hakaret suçu ile ayni derecede tutulmuştur. Bayrağın kutsallığı, savaş meydanında en yüksek derecesini bulur, bayrağı yere düşürmemek için en yüksek rütbeli askerlerin dahi en küçük bir tereddüt göstermeden şehitliği göze aldıkları görülürdü. Zira bayrağın düşmesi, mağlubiyetle eş değerdir.
Malazgirt’te, Kosova’da, Mohaç’ta, Çanakkale’de, Dumlupınar’da, Sakarya’da bayrak yere düşmesin diye nice yiğitler canlarını seve seve vermişlerdir. 1984 yılından beri PKK terör örgütünün eli kanlı canileri, bayrağımızı indirmesinler, ülkemizi bölmesinler diye kuş uçmaz kervan geçmez dağlardaki karakollarda on binlerce evladımız toprağa düştüler ve bu kutsal bayrağı şimdiki nesillere, bugünkü iktidara selametle teslim ettiler.
Siyasi iktidarın yıllardır “Analar ağlamasın” palavrasıyla devleti değersizleştirme; şehitlik, gazilik, bağımsızlık gibi kavramları milletimizin dimağından söküp atma, teröristle aleni, gizli pazarlık yapmak suretiyle, devletimizin varlığına kast edenlere itibar kazandırma politikası, sonunda bayrağımızın indirilmesi noktasına kadar gelmiştir.
Değerli misafirler, değerli arkadaşlar unutulmamalıdır ki bizler bu yaşananlar karşısında söylenen gereken yapılacaktır, kimse bizim sabrımızı test etmesin sorumlular hesap verecektir gibi günü kurtarmaya yönelik cümlelere itibar etmiyoruz ve inanmıyoruz. Tarihte,Türk Milleti’ne karşı yapılan bi4bir ihanet karşılıksız kalmamıştır bu ihanetlerinde bedeli mutlaka ödetilecektir. Biz yaşanan bu olaylar karşısında analar ağlamasın diye yaşamaktansa şehadet şerbeti içmenin şerefimi yaşamayı arzulamakta olan vatan kahramanları ile aynı düşüncelerdeyiz.
Bizler Türk Eğitim Sen olarak sendikacılıktaki temel felsefemizi Genel başkanımızın” Bir sendika gücünü yalnızca üyelerinden alır. Sendikal çalışmaların amacı, çalışanların haklarını korumak ve geliştirmektir. Sendikacılık hakkı tutup kaldırmaktır. İktidara göre konum alan bir zihniyetle hak mücadelesi mümkün değildir. Doğrularımız, gelen iktidara göre değişiyorsa hakkı tutup kaldıramazsınız” sözlerinden alıyoruz.
Bu duygularla sözlerime son verirken şahsım, yönetim kurulum ve sendikam adına katılımınızdan dolayı teşekkür ederim; hepinize hayırlı akşamlar diler, saygılar sunarım” dedi.