Yeni Eğitim Öğretim Yılına Başlarken
İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliği, akıl sahibi olması, bu akıl kabiliyetiyle istediği şeyleri öğrenmesi, bilgi sahibi olması ve öğrendikleriyle hayatını şekillendirmesidir. Öğrenme, bilgi edinme denilince akla ilk olarak elbette okullarımız geliyor. 11 Eylül Pazartesi günü ders zili çalacak ve milyonlarca çocuğumuz bilgi ve hikmetle yoğrulmak için okullarımıza koşacak. Bu vesileyle ders başı yapacak öğrenci ve öğretmenlerimize yeni eğitim öğretim yılının hayırlı olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.
Yüce Allah’ın peygamberimize dolayısıyla insanlığa indirdiği ilk ayetler “oku” diyerek başlar. (Alak,1.) Buradan açıkça anlaşıldığı şekilde Rabbimizin, bize ilk emri herhangi bir ibadeti yerine getirmek değil “oku” şeklinde tecelli etmiştir. Okumak, kâinat kitabını okumak, varlıklar üzerinde tefekkür ederek onları yaratan Yüce Yaratıcıya ulaşmak ve onun istediği bir kul olmak bizden istenen. “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Zümer, 9.) buyuran Allah ilmin, bilginin önemine dikkatlerimizi çekmekte bizleri öğrenmeye bilgi sahibi olmaya teşvik etmektedir. “Beşikten mezara kadar ilim öğrenin” ( Beyhaki, Şuabu’l-İman, 254.) buyuran peygamberimiz de öğrenmenin yaşının olmadığını vurgulamaktadır. Zira insan öğrendikçe, ilim irfan sahibi oldukça değerine değer katmaktadır. Ancak burada önemli bir soru akıllara gelmektedir: Acaba insanı değerli kılan salt bilgi sahibi olmak mıdır? Birtakım bilgileri öğrenmek bizi değerli yapar mı? Bu soruya birçok kişinin, “salt bilgi sahibi olmak insanı değerli kılmaz” dediğini duyar gibiyim. Çünkü bilgi ancak insanlığın faydasına kullanılınca, hikmetle yoğrulunca, irfanla hayat bulunca insanı değerli yapar. Bugün nice son derece bilgi sahibi kişilerin icat ettiği kitle imha silahları insanların hayatına son vermekte, salt bilgi sahibi hikmet ve ahlak yoksunu bilim adamlarının elindeki atom bombaları bir anda milyonlarca insanın ölümüne sebep olabilmektedir. Bilişim alanında yetkinleşmiş ahlak ve vicdan yoksunu nice kişiler izinsiz insanların hesaplarına erişip hesapları boşaltmakta, pek çok mağduriyetlere sebep olmaktadır. Unutmayalım ki bilgiyle beraber, ilim ve irfanı mihmandarımız kılarsak, ahlaki ve insani değerlerin örselendiği ve ötelendiği günümüz dünyasına yeniden umut olabiliriz. Ancak, ilim ve irfandan uzaklaşırsak, bilgi ve teknolojiyi amacı dışında kullanırsak felakete sürükleniriz. Tüm bunları dikkate aldığımızda peygamberimizin yıllar önceki şu duasının ne kadar anlamlı olduğunu bir kez daha anlıyoruz. O kutlu Nebi yıllar önce Rabbine şöyle niyazda bulunmuştu: “Ey Allah’ım fayda vermeyen ilimden sana sığınırım.” (Tirmizi, 68.)
İşte tüm bu gerekçelerle göz bebeğimiz olan okullarımızda, çocuklarımıza bilgiyle beraber mutlaka ilim, irfan, vicdan ve ahlak eğitimi de vermeliyiz. Çocuklarımıza mutlaka örf ve adetlerimizi aktarmalı, değerler eğitimi dediğimiz sevgi, saygı adab-ı muaşeret kurallarını öğretmeli sağlam bir vicdan gelişimi için çalışmalıyız. Onlara bilginin insanların iyilik ve faydasına kullanıldığı takdirde değerli ve kıymetli olduğunu öğretmeli, bu bilinçle çocuklarımızı yetiştirmeliyiz. Elbette tüm bunları sadece okullardan beklemek haksızlık olur. Eğitimin üç ayağı olduğu asla unutulmamalıdır: Aile, çocuk ve okul. Bunlar eğer birbiriyle iş birliği içerisinde olursa ancak başarı elde edilir. Aksi takdirde sadece okuldan, öğretmenlerden her şeyi beklemek yanlış olur. Unutmayalım eğitim ailede başlar ve ömür boyu devam eder. Sözlerime son verirken Peygamberimizin şu nebevi uyarısını sizlerle paylaşmak istiyorum: “Ya öğreten ol, ya öğrenen ol, ya dinleyen ol, ya da ilmi destekleyen ol. Beşincisi olma, helâk olursun!” (Dârimî, Mukaddime, 26.) Yeni eğitim öğretim yılı öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz ve velilerimiz için tekrar hayırlı olsun.